Beispiele mit geringer qualität
(Er hat Hunger und ich soll etwas kochen..
( Acıktım, Yemek için birşeyler pişireceğim..Grill weiter. Siehst du nicht, er hat Hunger?
Domuzları kızartmaya devam et. Karnı aç, görmüyor musun?Er hat Hunger! Wir fanden im Wald wenig zu essen.
Acıktı. Ormanda fazla yiyecek bir şey bulamadık.Er hat Hunger und eine so große Ladung in der Hose, dass ich einen Ausmister anstellen möchte.
Aç ve donundaki yük o kadar büyük ki… bir at bakıcısı tutmayı planlıyorum.Dass ich einen Ausmister anstellen möchte. Er hat Hunger und eine so große Ladung in der Hose.
Aç ve donundaki yük o kadar büyük ki… bir at bakıcısı tutmayı planlıyorum.Er hat Hunger, ihm knurrt der Magen,
Aç, midesi gurulduyorEr hatte Hunger.
Bence acıkmıştır.Er hatte Hunger.
Çok acıkmış.Er hatte Hunger.
Çok acıkmış olmalı.Er hatte Hunger, aber kein Geld.
Acıkmıştı; ama parası yoktu.Er hatte Hunger', sagte er. .
O çok acıktı, dedi.Er hatte Hunger, ich gab ihm etwas.
Acıkmıştı ben de ona birşeyler verdim.Er habe Hunger und brauche Geld.
Aç olduğunu ve paraya da ihtiyacı Er hatte Hunger und holt gerade Borschtsch.
Artie acıktı… ve bize borscht almaya gitti.Er hatte Hunger, wir mussten essen gehen.
Acıkmıştı, o yüzden gitmemiz gerekti.Fang an!"Er habe Hunger, sagte er. .
O çok acıktı, dedi.- Başla.Er hatte Hunger und lieh sich einen Schinken.
Açlıktan öldüğü için… bir but ödünç aldı.Er sagte, er habe Hunger.
O, aç olduğunu söyledi.Er sagt, er habe Hunger.
O, aç olduğunu söyledi.Er hatte Hunger, wir mussten essen gehen.
Açlıktan ölüyordu, çıkmak zorunda kaldık.
