"По-интензивни" TREX'ta Bulgarca-Turkce yönünde bulunamadı
Turkce-Bulgarca'te Aramayı Deneyin (По-интензивни)

Düşük kaliteli cümle örnekleri

Първо… по-интензивно обучение за Крайтън.
Öncelikle… Crichtonun eğitimini yoğunlaştır.
Неговият вкус е по-остър и по-интензивен.
Aroması daha baskın ve yoğundur.
Днес всичко трябва да вършим по-интензивно.
Bugün daha çok hazırlık yapmalıyız.
Дори и по-интензивна от слънчева светлина.
Güneş ışığından bile güçlü.
При изсушаването им ароматът е още по-интензивен.
Kurutulduğunda ise aroması daha da yoğunlaşır.
Неблагоприятното увреждане прави болката по-интензивна и продължителна.
Sinir hasarı, ağrıyı daha yoğun ve uzun süren bir hale getirir.
За по-интензивен цвят се нанася втори слой.
İkinci katı sürdüğünüzde daha yoğun renk veriyorlar.
Само че е 1, 2 милиона пъти по-интензивна.
Ancak yaklaşık 1,2 milyon kat daha yoğun.
Ще трябва по-интензивно третиране за възстановяване на оригиналната ДНК.
Bununla birlikte, orijinal DNAsının tedavisi üzerinde yoğunlaşmam gerekiyor. Köprüden.
Оргазмът ще бъде по-интензивен от всякога и ще продължи много по-дълго.
Orgazm her zamankinden daha yoğun olacak ve daha uzun sürecek.
И колкото по-близо са до източника, толкова по-интензивна е реакцията.
Ve kaynağa yaklaştıkça tepkime daha kuvvetli oluyor.
Забележка: Ако разтягането причинява по-интензивна болка, спрете да го правите!
Not: Şayet esneme hareketleri daha fazla acıya neden oluyorsa, durun!
Шумът представлява топлина, колкото по-висока е температурата, толкова е по-интензивен шумът.
Gürültü ısıdır. Isı ne kadar yüksekse gürültü o kadar yoğundur.
са на LSD… искат да живеят по-интензивно.
asit alanlar Hayatlarında yoğunluk ister.
Болката в някои точки на тялото ви е по-интензивна, отколкото в други.
Bazen vücudunuzun bazı noktalarında ağrıyı diğerlerinden daha yoğun hissedersiniz.
Че през следващите месеци то ще стане още по-интензивно и ползотворно.
İlerleyen zamanlarda daha da güçlü ve başarılı olacağına inanmaktayım.
Суша, наводнения, урагани, земетресения, цунами- всичко става все по-интензивна.
Kuraklık, seller, kasırgalar, depremler, tsunamiler- her şey daha yoğun hale gelir.
Наистина исках да кажа се чувства малко по-интензивно от типичната ви първа дата.
Birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz gibi mi hissettiriyor? Aslında tipik bir ilk randevudan biraz daha yoğun hissettiğimi söyleyecektim.
беше малко по-интензивен, но все пак.
bazen aşırı davranabildiğimi biliyorum ama yine de.
Ако лекарят сметне, че случаят е по-сериозен, може да назначи по-интензивно лечение.
Eğer doktorunuz durumu daha ciddi olduğuna karar verirse daha gelişmiş bir tedavi uygulayabilir.