"Bilmediğim çok şey" TREX'ta Turkce-Ingilizce yönünde bulunamadı
Ingilizce-Turkce'te Aramayı Deneyin (Bilmediğim çok şey)

Düşük kaliteli cümle örnekleri

Onun hakkında senin, hatta benim bile bilmediğim çok şey var.
And even I don't know about him. There are a lot of things that you.
Diyet ve hastalık konularında bilmediğim çok şey olduğunu fark ettim.
Kip I realized there was so much more about diet and disease that I hadn't ever learned.
Vaov, Şükran Günüyle alakalı daha önce bilmediğim çok şey varmış.
Wow, there was a lot about Thanksgiving I never knew before.
Bazıları var… Bugüne kadar Christina hakkında bilmediğim çok şey varmış.
There are a lot of things I didn't know about Christina. There are people out there.
Ama bilmediğim çok şey var ve hepsini tek başıma yapmam gerek.
But there is much I do not know, and there is much I must do alone.
Genelde her şeyi bilirim ama onun hakkında belki de bilmediğim çok şey var.
I usually know everything, but about her, there is much perhaps I don't know.
Bilmediğim çok şey var.
There's so much I don't know.
Bilmediğim çok şey var.
There's a lot of things I didn't know.
Bilmediğim çok şey var.
There's a lot I don't know.
Bilmediğim çok şey vardı.
There was so much I didn't know.
Bilmediğim çok şey var.
I don't know. There's a lot.
Bilmediğim çok şey var.
I don't know a lot of things.
Hakkında bilmediğim çok şey varmış.
There are a lot of things about you I don't know.
Açıkçası bilmediğim çok şey var.
Frankly, there's too much I don't know.
Hâlâ bilmediğim çok şey var.
There's still so much I don't know.
Hakkımda bilmediğim çok şey var.
There's a lot I don't know about me.
Hakkında bilmediğim çok şey var.
There's a lot I don't know about her.
Senin hakkında bilmediğim çok şey var.
There are lots of things I don't know about you.
Belli ki bilmediğim çok şey var.
Obviously there's tons of things I don't know.
Tom hakkında bilmediğim çok şey vardı.
There was a lot I didn't know about Tom.