Bir ihanet Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Fakat insanlar bunun bir ihanet olduğu fikriyle başa çıkınca onun ne için olduğunu görecekler.
Yüz binlerce kişinin hayatını riske atan bir ihanet.
Önce bir fırsat vardı… sonra bir ihanet.
Bu çok… Şey, bu basitçe, bir ihanet.
Kendi içimizden yaşadığımız bir ihanet sözkonusu.
Başarırlar da, ta ki bir ihanet onları yakalatana kadar!
Dikkatli ol, bu büyük bir ihanet.
Söylesene Gideon. Bu plânlanmış bir ihanet miydi? Yoksa sadece kendini kurtarma derdinde miydin?
Sadece, yapılmamış olana karşı koyu bir hüzün olurdu, kendi kendine bir ihanet gibi, fakat bu, belki de, o kadar acı olmazdı.
azalma olursa, narsist bunu bir ihanet olarak görür.
ama sonunda acımasız bir ihanet yaşar- saf kalbine taş atmaya başlayan bir hareket.
Ama erkek arkadaşın olarak, yaptığının alçakça bir ihanet olduğunu söylemek zorundayım.
açık konuşmak gerekirse gerçekten bir ihanet.
ama sonunda acımasız bir ihanet yaşar- saf kalbine taş atmaya başlayan bir hareket.
Evet, seni daha yeni affetmeye başladığım bir ihanet ama sen benim kanımdansın.
ancak daha sonra, Northampton Savaşında, Lancastrian ordusunda bir ihanet, Yorkistlerin kazanmasıyla sonuçlandı.
Bobun aile işinin yönetimini ele geçirememesini İncildeki ayetlere bir ihanet olarak görebilirsiniz.
Bence seni en iyi şekilde temsil etmek benim görevim. Ne düşündüğünü tartışırken bunun dışında bir şey söylemek Harveye büyük bir ihanet sayılır.
Mısıra ulaştıktan bir süre sonra aynı yılın 29 Eylüllünde babasının bir ihanet sonucu öldürülmesine şahit oldu.