"Cesaretlendiriyor" TREX'ta Turkce-Yunan yönünde bulunamadı
Yunan-Turkce'te Aramayı Deneyin (Cesaretlendiriyor)

Düşük kaliteli cümle örnekleri

Anne ilk dalışını yapması için yavrusunu cesaretlendiriyor fakat o, hiç beklenmedik bir şekilde, istekli değil.
Το ενθαρρύνει να κάνει την πρώτη βουτιά του… αλλά εκείνο δε δείχνει προθυμία.
Doğa ile iç içe olan sosyal ve cesur renk PANTONE 16-1546 Living Coral, neşeli aktiviteleri karşılıyor ve cesaretlendiriyor.
Κοινωνική και πνευματική, η αφοσιωμένη φύση του PANTONE 16-1546 Living Coral καλωσορίζει και ενθαρρύνει την ευφυή δραστηριότητα.
Her zaman yeni şeyler denemem için beni cesaretlendiriyor… ve ben de tabi ki süreki'' hayır, teşekkürler'' diyorum.
Εκείνος με ενθαρρύνει να δοκιμάσω νέα πράγματα… και ασφαλώς, εγώ πάντα λέω,"Όχι, ευχαριστώ.
Ekonomik tabloda kaydedilen ilerlemeler, Komisyonun gelecek Kasım ayında yayınlayacağı raporundan olumlu bir karar bekleyen Romanyanın üst düzey yetkililerini cesaretlendiriyor.
Η βελτιωμένη εικόνα της οικονομίας έχει ενθαρρύνει ανώτερα στελέχη της Ρουμανίας, τα οποία αναμένουν την θετική κρίση της Επιτροπής κατά την αναφορά του προσεχούς Νοεμβρίου.
Ve bir özelliğiniz daha var ki bu beni cesaretlendiriyor ve bu da reklamlar tarafından kolayca ikna edilemez oluşunuzdur.
Και έχετε ένα χαρακτηριστικό που είναι μάλλον ενθαρρυντικό για μένα και αυτό είναι το γεγονός ότι δεν σας πείθουν εύκολα οι διαφημίσεις.
İki toplumdan da halkın, çözüm çerçevesinde Maraşa yeni bir hayat verecek olan bir dizi adımla ilgili büyük desteği ise bizi cesaretlendiriyor.
Μας ενθαρρύνει η μεγάλη στήριξη του κοινού και από τις δύο κοινότητες για σειρά βημάτων που θα φέρουν νέα ζωή στην Αμμόχωστο στο πλαίσιο λύσης.
Bunları cesaretlendirme.
Μην τους ενθαρρύνεις.
Onu cesaretlendirme.
Mην τoν ενθαρρύνεις.
Beni cesaretlendirdiler.
Με ενθάρρυναν.
Beni cesaretlendirdi.
Με ενθάρρυνε.
Onları cesaretlendirdim.
Εγώ τους ενθάρρυνα.
Verityi cesaretlendirdi.
Ενθάρρυνε τη Βέριτι.
Onu cesaretlendirmiyordum.
Δεν τον ενθάρρυνα.
Onu cesaretlendirdim.
Τον ενθάρρυνα.
Onu cesaretlendirmiştir.
Θα τον ενθάρρυνε.
Bu kalabalık beni cesaretlendiriyor.
Εμψυχώνομαι απ'την συγκέντρωση.
Halin benim gibi yaşlıları cesaretlendiriyor.
Δίνεις ελπίδα σε γέρους όπως εγώ!
Onu evden ayrılmaya mı cesaretlendiriyor?
Την ενθαρρύνει να φύγει;?
Belki beni bu cesaretlendiriyor ve umutlandırıyor.
Με εμπνέει και με κάνει να ελπίζω.
Birçok insan beni bu konuda cesaretlendiriyor.
Πολύς κόσμος με πειράζει γι' αυτό.