BUCKET LIST in Turkish translation

['bʌkit list]
['bʌkit list]
yapılacaklar listemizden
bucket list
yapılacaklar listemde
yapılacaklar listen

Examples of using Bucket list in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yeah. You can knock it off your bucket list.
Evet, ölmeden önce yapılacaklar listenden de kaldırırsın hem.
Dan Stark bucket list.
Dan Starkın ölmeden önce yapılacaklar listesi.
Okay, what is this, some kind of bucket list?
Pekâlâ, bu da nedir? Bir çeşit ölmeden önce yapılacaklar listesi falan mı?
Who are you calling a clown, bucket list?
Sen kime şaklaban diyorsun, tahtalıköy listesi?
Okay, it's The Bucket List.
Pekala, işte Kova Listesi.
Then let's Bucket List this bitch.
Haydi şu lanet Kova Listesine bakalım.
No more travel, no more bucket list.
bir daha ölmeden önce yapılacaklar listesi yok.
that's on Chris's bucket list.
bu Chrisin ölmeden önce yapılacaklar listesinde var.
Okay. Then let's Bucket List this bitch.- Okay.
Pekala.- Tamam Haydi şu lanet Kova Listesine bakalım.
Who you calling a clown, bucket list?
Sen kime şaklaban diyorsun, tahtalıköy listesi?
Who you calling a clown, bucket list?
Sen kime saklaban diyorsun, tahtaliköy listesi?
He starred in Rob Reiner's 2007 film"The Bucket List", opposite Jack Nicholson.
Yılında Rob Reinerın yönettiği The Bucket List filminde Jack Nicholson ile birlikte kamera karşısına geçti.
Wait, is this like a Bucket List thing? A vacation?
Tatil mi? Dur, yoksa bu'' Bucket List'' filmi gibi bir durum mu?
I'm sorry, Rudy. We just had to check that off the old prom bucket list.
Üzgünüm, Rudy. Sadece baloda yapılacaklar listemizden bunu da çıkartmamız gerekiyordu.
one of the things on my artist's bucket list is to be in an indie band.
ölmeden önce yapılacaklar listemde bağımsız bir grupta olmak var.
not exactly on my day's bucket list.
bu Belediye Başkanı tarafından… pek de yapılacaklar listemde değil.
Okay, I have narrowed it down to The Other Boleyn Girl, or The Bucket List.
Pekala, indirgedim. The Other Boleyn Girl… ya da The Bucket List.
Being called in front of the mayor, on my day's bucket list. especially this mayor, not exactly.
Belediye Başkanı tarafından aranmak… özellikle de bu Belediye Başkanı tarafından… pek de yapılacaklar listemde değil.
On my day's bucket list. Being called in front of the mayor, especially this mayor, not exactly.
Belediye Başkanı tarafından aranmak… özellikle de bu Belediye Başkanı tarafından… pek de yapılacaklar listemde değil.
On my day's bucket list. especially this mayor, not exactly Being called in front of the mayor.
Belediye Başkanı tarafından aranmak… özellikle de bu Belediye Başkanı tarafından… pek de yapılacaklar listemde değil.
Results: 76, Time: 0.0475

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish