ELSE TO LIVE in Turkish translation

[els tə liv]
[els tə liv]
yaşayacak başka
else to live
kalacak baska

Examples of using Else to live in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
You got someplace else to live?
Yaşayacak başka bir yerin var mı?
I have nowhere else to live!
Yaşayacak başka yerim yok!
Guess he found something else to live for.
Sanırım uğruna yaşayacak başka bir şey buldu.
I'm gonna find somewhere else to live.
Yaşayacak başka bir yer bulacağım.
I have to find some place else to live.
Yaşayacak başka bir yer bulmak zorundayım.
Hore doesn't have anything else to live for.
Horeun yaşama tutunacak başka bir şeyi yok.
Then maybe you better find someplace else to live.
O zaman belki kendine yaşayacak başka bir yer bulsan iyi edersin.
I will have to find somewhere else to live.
Yaşayacak başka bir yer bulmalıyım.
You have a week to find somewhere else to live.
Yaşayacak başka bir yer bulana dek bir haftan var.
Can you not just find somewhere else to live?
Yaşayacak başka bir yer bulamaz mısın?
You're gonna have to find somewhere else to live.
Yaşayacak başka bir yer bul.
Because I don't know how else to live.
Çünkü bilmiyorum başka türlü nasıl yaşanır.
We will start looking for somewhere else to live, ok?
Yaşayacak başka bir yer bulmalıyız, tamam mı?
You have to find someplace else to live while we're gone.
Biz yokken, kalmak için başka bir yer bulman lazım.
And that's why you don't want anyone else to live in it?
O yüzden mi başka hiç kimsenin orada yaşamasını istemiyorsunuz?
When I found out my daughter was dead I had nothing else to live for.
Kızımın öldüğünü öğrendiğimde yaşamak için başka sebebim yoktu.
Jack, if you're really changed, then we can go somewhere else to live.
Jack, eğer gerçekten değiştiysen, birlikte başka bir yere gidebiliriz.
It looks like I'm going to have to find somewhere else to live.
Yaşayacak başka bir yer bulmam lazım gibi.
You have somewhere else to live, don't you?
Yaşayacak başka eviniz var değil mi?
Find yourself somewhere else to live.
Gidip kendine kalacak baska yer bulabilirsin.
Results: 1429, Time: 0.0451

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish