Examples of using In the same room in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
We're still in the same room, and this isn't a boat.
Hala aynı odadayız ve bu bir bot değil. Bu bir bot.I'm in the same room.
Bunlarla aynı odadayım.I didn't mean in the same room.
Now you're in the same room.
Şimdi aynı odadasınız.You two in the same room and there are no stitches?
İkiniz aynı odadasınız ve üzerinizde çizik yok?We are still in the same room.
Hala aynı odadayız.Talking, being in the same room.
Konuşma Aynı odalarda bulunma.But you're in the same room.
Ama aynı odadasınız.They kept me locked in the same room for years.
Yıllarca aynı odanın içinde beni kilitli tuttular.He's in the same room?
Odası aynı mı?Is he in the same room?
Odası aynı mı?And why are we even in the same room?
Hem biz neden aynı odadayız ki?You were in the same room. It's okay.
Aynı odadaydın. Sorun değil.It's okay. You were in the same room.
Aynı odadaydın. Sorun değil.This is a… Jonathan was in the same room when it happened.
Jonathan, olay olduğunda aynı odadaydı. Bu bir.I-it's just that we're all in the same room.
Hepimiz aynı odadayız ya ondan.We're in the same room, but we're a million miles away.
Aynı odadayız ama milyonlarca metre uzaktayız.Jesus, we're staying in the same room.
Tanrım, aynı odalarda kalıyoruz.This is the kitchen, which is in the same room.
Mutfak bu, aynı odanın içinde.Hotel desk clerk puts you in the same room as her on the day of the murder.
Otel görevlisi cinayetin olduğu gün ikinize aynı odayı göstermiş.
