LIGHTS IN THE SKY in Turkish translation

[laits in ðə skai]
[laits in ðə skai]
gökyüzünde ışıklar
gökyüzündeki ışıkların
gökteki ışıkları
gökyüzündeki ışıklar
gokyüzünde ısıkları

Examples of using Lights in the sky in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
People should be free to judge for themselves… what the lights in the sky are… or if God sometimes does speak in the thunder.
İnsanlar, gökyüzündeki ışıkların ne olduğuna… ya da Tanrının bazen gök gürültüsü vasıtasıyla… konuşup konuşmadığına kendileri özgürce karar vermeli.
And just as I thought, the Professor is doing much more than chasing lights in the sky.
Gokyüzünde ısıkları kovalamaktan cok daha fazlasını yapıyor. Ve düsündügüm gibi, profesor.
Is doing much more than chasing lights in the sky. And just as I thought, the Professor.
Gokyüzünde ısıkları kovalamaktan cok daha fazlasını yapıyor. Ve düsündügüm gibi, profesor.
Have you seen lights in the sky, or did you touch something,
Gökyüzünde ışık falan gördün mü? Ya da değişik,
Hidden cameras, historical grudges, lights in the sky, a bathroom that was being remodeled.
Gizli kameralar, tarihi intikamlar,… gökyüzündeki ışık,… süslenmiş bir tuvalet.
Different officers were listening over the open channels, started commenting on they're seeing lights in the sky.
Herkesin duyabileceği kanaldan farklı yerlerdeki memurlar gördükleri havadaki ışığı yorumlamaya başladılar.
uh, the… And I would… I would look up at the lights in the sky, and… and.
onun arabasıyla beraber gider ve…- Evet. Ben de gökyüzündeki ışıklara bakar ve.
What's that light in the sky?
Gökyüzündeki ışık ne?
The light in the sky?
Gökyüzündeki ışık?
A light in the sky says we're about to have company.
Gökyüzündeki ışık, misafirimiz olduğunu söylüyor.
The light in the sky? In your room,
Gökyüzündeki ışık? Odanda,
The light in the sky? In your room, there's a painting.
Gökyüzündeki ışık mı? Odanda, bir tablo var.
In your room, there's a painting… The light in the sky?
Odanda, bir tablo var… Gökyüzündeki ışık mı?
The light in the sky? In your room, there's a painting?
Odanda, bir tablo var… Gökyüzündeki ışık mı?
Or maybe they could shine a light in the sky… so you know when you're needed.
Veya gökyüzüne ışık tutmalılar… böylece sana ihtiyaçları olduğunu bilirsin.
And then there was this light in the sky.
Sonra gökyüzünde bir ışık göründü.
Just as we were setting up, we have just noticed a light in the sky.
Biz hazırlık yaparken, gökyüzünde bir ışık fark ettik.
There was a light in the sky.
Gökyüzünde bir ışık vardı.
We only saw a light in the sky.
Biz yalnızca gökte bir ateş gördük.
There was a light in the sky.
Gökyüzünde bir ışık belirdi.
Results: 40, Time: 0.0662

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish