NOT IN THE HOUSE in Turkish translation

• evde olmaz
• evde değil
• evde yok

Examples of using Not in the house in English and their translations into Turkish

If not in the house, where was it?
Evde değilse nerede?- Öyle mi?

Not in the house of the Lord, my son.
Tanrının evinde olmaz, oğlum.

Then about 10 days ago when I got up, she was gone; not in the house.
Sonra yaklaşık 10 gün önce uyandığımda gitmişti; evde değildi.

We keep our farm animals in the farm, not in the house.
Çiftlik hayvanlarımızı, çiftlikte tutarız, evimizde değil.

Not in the house!
Evde kullanma!

Not in the house, young man.
Ama eve sokamazsın, genç adam.

Not in the house.
Hele evde asla.

Is-is he not in the house?
Evde değil mi?

You promised me, not in the house.
Bana, evde yapmayacağına söz vermiştin.

Is-is he not in the house?
Evinde yok mu?

He's not in the house, Madame? Where's my husband?
Kocam nerede? Evde değil mi madam?

Where's my husband? He's not in the house, Madame?
Kocam nerede? Evde değil mi madam?

Not in the house of Theon!
Theonun evinde istemiyorum!

I was told that you were not in the House of God.
Senin Allahın Evinde olamayacağını söylemelerine rağmen, ben hep, bunu yaparsın diye düsündüm.

Are you not in the house?
Mecliste değil misiniz?

So, you say this money wasn't in the house?
Çünkü onda para olduğunu biliyordum. Bu paranın evde olmadığını mı söylüyorsun?

Oh, my gosh, Nim, I told you, not in the house.
Aman Tanrım, Nim. Eve yapmamanı söylemiştim.

Annie, honey, yes, in our hearts but not in the house.
Annie tatlım haklısın kalbimizde olacak, ama bu evde değil.

That's all. I was told that you were not in the House of God.
Hepsi bu. Senin Allahın Evinde olamayacağını söylediler.

your kids aren't in the house.
çocukların evde olmaz.