THE ITEM in Turkish translation

• parça
• öge
• eşyayı
• ürünü
• nesneyi
• maddeyi
• şey
• malın
• öğe
• eşya
• parçayı
• eşyaları
• ürünün
• eşyanın
• ürün
• ögenin

Examples of using The item in English and their translations into Turkish

Where's the item? Let's go?
Gidelim.- Parça nerede?

Jack already stole the item.
Jack parçayı çoktan çaldı.

The item is… a gentleman's wallet!
Bu eşya ise bir beyefendinin cüzdanı!

This is the item.
İşte bu parça.

Put the item back in the box.
Eşyaları kutuya geri koyun.

We want the item.
Parçayı istiyoruz.- Bizde değil.

Su-bong, the item is coming to you.
Su-bong, eşya sana geli̇yor.

Are you sure the item is intact?
Ürünün sağlam olduğundan emin misiniz?

No, but I believe they're delivering the item to Quinn himself.
Hayır, ama parçayı Quinnin kendisine teslim edeceklerini düşünüyorum.

He says the item is coming here.
Eşya buraya geliyor demiş.

Pick up the item… now.
Eşyaları topla. Hemen.

The item in the briefcase has a rather large insurance policy.
Çantada ki eşyanın büyük bir sigorta poliçesi var.

You allow me and my men to retrieve the item.
Bana ve adamlarıma parçayı almak için müsaade edin.

The item is beyond your reach.
Eşya artık senin erişemeyeceğin bir yerde.

I'm just trying to figure out who paid for the item that you sent me.
Ben sadece gönderdiğiniz ürünün… ödemesini kimin yaptığını bilmek istiyorum.

Do you think the item will sell?
Sizce ürün satışları iyi gidecek mi?

We just knew he had the item.
Sadece bu eşyanın onda olduğunu biliyorduk.

May I see the item?
Parçayı görebilir miyim?

A template was made with soft wax… to make a plaster mold for the item.
Ürünün alçı kalıbını çıkarmak için… yumuşak balmumundan kalıp yapılmış.

Su-bong, the item is coming to you. What?
Ne? Su-bong, eşya sana geliyor?