TO MAKE IT WORK in Turkish translation

[tə meik it w3ːk]
[tə meik it w3ːk]
işe yaraması için
iş yapmak
do business
to work
to deal
to get into business
jobs
to make business
labor
to be in business
do you do business
the gig
yürütmenin
to run
to conduct
walk
to work
stealing
laters
to make
i̇şe yaraması için
çalışmasını sağladık
yürümesi için pekâlâ katlanılır kılmak için
sağlamaya çalışırım

Examples of using To make it work in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I know. I would like to try to make it work. But.
Bunun işe yaraması için uğraşabilirim.- Ama…- Biliyorum.
I know. I would like to try to make it work. But.
Bunun işe yaraması için uğraşabilirim.- Biliyorum.- Ama.
Now I'm a manic Hispanic I'm trying to make it work.
Ben de oldum deli bir İspanyol İşe yaramasına çabalıyorum.
All you want to do is to make it work.
Tek yapman gereken işe yaramasını sağlamaktır.
We're going to make it work.
Biz onun çalışmasını sağlayacağız.
I will rethink the system and try to make it work.
Sistem üstünde bir daha düşünüp işe yaramasını sağlamayı deneyeceğim.
I hope you're pleased, because I am determined to make it work.
Umarım mutlusun, çünkü o işi yapmakta karalıyım.
But as problematic as you were, I had no choice but to make it work.
Fakat bu sorun olmadı, seçim şansım yoktu ama işe yaradı.
Bill McKay believes in our system and wants to make it work for all of us.
Bill McKay sistemimize inanıyor ve hepimiz için işe yaramasını istiyor.
We tried to make it work.
Denedik. Yürütmeye çalıştık.
I know. I would like to try to make it work. But.
Biliyorum.- Ama… Bunun işe yaraması için uğraşabilirim.
But five companies had to come together to make it work. It was a decent idea on paper.
Kağıt üzerinde iyi bir fikirdi… ama işe yaraması için 5 şirketin bir araya gelmesi gerekiyordu.
I know it's a lot for the three of us, but… we will find a way to make it work.
Ama yürütmenin bir yolunu bulacağız, değil mi? Üçümüz için de çok zor.
I'm guessing she will need us whole to make it work. Whatever she's got planned.
Ne planladıysa işe yaraması için bize bütün olarak ihtiyacı olacak galiba.
We will find a way to make it work, okay? I know it's stressful for the three of us, but.
Ama yürütmenin bir yolunu bulacağız, değil mi? Üçümüz için de çok zor.
To make it work for the body rather than against it. Take something designed by nature and reprogram it..
Doğa tarafından tasarlanmış bir şeyi alıp yeniden programlayarak… vücuda karşı çalışmak yerine vücut için çalışmasını sağladık.
I will figure out a way to make it work.
işlerin yolunda gitmesini sağlamaya çalışırım.
It was a decent idea on paper, but five companies had to come together to make it work.
Lanet olsun. Kağıt üzerinde iyi bir fikirdi… ama işe yaraması için 5 şirketin bir araya gelmesi gerekiyordu.
All over the building to make it work. The explosive demolition method requires fuses planted.
Binanın her yerine fünye yerleştirmek gerekir. Patlayıcı yıkım tekniğinin işe yaraması için.
How to make it work for me.
Nasıl işime yarar hale getireceğimi.
Results: 2247, Time: 0.0673

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish