Low quality sentence examples
Büyük bir çözümle geleceklerini sanıyordu.
Bu yüzden bir çözümle geldim.
Doğru bir teknolojik çözümle işe yarayabilir.
Ben de bir çözümle buraya geldim!
ALSA aracılığıyla bir Ses sinyalini çözümle.
Yakında bir çözümle ortaya çıkacağımızı umuyoruz.
Eğer mesele bensem, bunu çözümle.
Ama sonra Alex harika bir çözümle çıkageldi.
Sonuç ne olursa olsun davayı çözümle.
Daha iyi bir çözümle gelebilip gelemeyeceğimize bakalım.
Yahudi gerçekliğini çözümle ve dünya bizi alkışlasın.
Otomatik bağımlılık çözümlemeyi iptal et, bağımlılıkları elle çözümle.
Bu durumu sadece politik bir çözümle çözebiliriz.
Yahudi gerçekliğini çözümle ve dünya bizi alkışlasın.
Bu sorun ise basit bir çözümle giderildi.
Başka bir şeyse, onu da çözümle.
Sorunu görüşelim ve bir çözümle gelebilip gelemeyeceğimizi görelim.
Sana bir çözümle birlikte gelmenin yolunu arıyordum.
Eğer buna inanmıyorsan daha iyi bir çözümle gelmelisin.
Sue ve Carly sakıncalı bir çözümle sorunlarını hallediyorlardı.