Low quality sentence examples
Hayat büfe gibidir.
Life's a buffet.- Mm.Vakit büfe vakti.
It's buffet time.Ayaklı büfe işte.
It's only a mobile buffet.Büfe eve gidecek.
Sideboard taken to house.Hem açık büfe.
And they're free.Açık büfe.
It's a buffet.Açık büfe.
With buffet.Büfe tipidir.
It's buffet-style.Açık büfe.
Buffet food.Açık büfe.
Just buffet.Büfe mi?
On the sideboard?Açık büfe.
The full buffet.Bu açık büfe.
It's a buffet.Açık büfe!
The buffet is open!Açık büfe orada.
The buffet's in there.Açık büfe sanıyordum.
I thought this was a buffet.Burası bir büfe.
It's a buffet.Açık büfe hazır.
There is a buffet set.Açık büfe var.
It's a buffet.Büfe 22.00de kapanıyor.
We close at 10:00.
