"Bir tarantula" is not found on TREX in Turkish-English direction
Try Searching In English-Turkish (Bir tarantula)

Low quality sentence examples

Ben mi? Bir tarantulanın dostu olmayı tercih ederim.
I would rather be a friend of a tarantula's.
Bir defasında bir tarantulayı yüzünde yürütmüş ayrıca yemek paranı da almıştı.
He was expelled once for making a tarantula crawl across your face in Earth Science… and again for taking your lunch money.
Küçük bir teraryum içinde bir tarantulam var ve onu hamamböceği ile besliyorum.
I have a tarantula in a small terrarium, and I feed it cockroaches.
İlerleyen saatlerde karşılaştığımız manzara ise gerçekten eşsizdi: bir tarantulanın tehtidinde ufacık siyah bir kara kurbağası.
Later we did come across something truly unique a tiny black toad, threatened by a Tarantula.
Yani bu kadar çok zehri oluşturabilecek bir tarantulanın normalden 100 kat daha büyük olması gerektiğini mi söylüyorsunuz?
You mean a tarantula that could secrete that much venom, would be… 100 times larger than normal?
Yani bu kadar çok zehri oluşturabilecek bir tarantulanın… normalden 100 kat daha büyük olması gerektiğini mi söylüyorsunuz?
That much venom would be 100 times larger than normal? You mean a tarantula that could secrete?
Yüzbaşı bana üç aylık raporlarla birlikte bir de tarantula bırakmış. Harika.
Captain leaves me with three months of back reports and a tarantula. Great.
Yüzbaşı bana üç aylık raporlarla birlikte bir de tarantula bırakmış. Harika.
Of back reports and a tarantula. Great. Captain leaves me with three months.
Bu, Tarantula Nebulasının bir resmi. Saman Yolunun uydu galaksisi Büyük Magellanic Bulutunda gaz ve tozdan oluşan bir bulut ve yıl içinde yıldızlı açık bir gecede işte buna benziyor.
This is a picture of the Tarantula Nebula, which is a cloud of gas and dust in the Large Magellanic Cloud, which is a satellite galaxy of the Milky Way, and this is what it looks like on any clear starry night of the year.
Sadece bir tarantula.
It's just a tarantula.
Bu bir tarantula!
It's a tarantula!
Bir tarantula… Hepsi.
A tarantula, lost, all lost.
Üzerimde bir tarantula var.
There's a tarantula on me.
Kesin olmak gerekirse bir tarantula.
Well, a tarantula, to be exact.
Joe, bana bir tarantula getir.
Joe, bring me a tarantula.
Dinle, dev bir tarantula olabilir.
Listen, it may in fact have been a giant tarantula.
Görüyorum ölümcül, kızıl Bir tarantula.
I see deadly red tarantula.
Hepsi, yok oldu. Bir tarantula.
A tarantula, lost, all lost.
Bayan Fisher? Kocaman bir tarantula vardı?
There was an enormous tarantula. Miss Fisher?
Bir tarantula kaybettim.
I did lose a tarantula.