Examples of using Bulutta in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Öyle mi? Her şey bulutta.
Gina, Kaptan Holtun HardDiski bulutta yedekleniyor muydu? Bilmiyorum.
Mantar kapmaksızın bulutta yapıyor.
Bu videoyu Bulutta buldum.
Tüm konuşmamız şimdi bulutta.
Hepsi şimdi bulutta.
Gerçek resim bulutta.
Bulutta depolanan medya dosyaları oynatılmadan önce indirilmesi gerekmemekte ve artan disk kullanımı
O göğüs fotoğrafı artık bulutta.( iCloud) Göğüslerim bulutta millet.
Gök gürültüsü tanrısı Adad bulutta gürledi ve fırtına tanrıları Şullar
Paranoyaklık olabilir ama DNAmın sonsuza kadar bulutta saklanıp sonra da bir ilaç şirketinin eline geçmesini istemedim.
Paranoyaklık olabilir ama DNAmın sonsuza kadar bulutta saklanıp sonra da bir ilaç şirketinin eline geçmesini istemedim.
Pozitif ve negatif yükler yeterli büyüklüğe ulaşınca… bulutta dev bir kıvılcım oluşur.
Pozitif ve negatif yükler yeteri kadar büyüdüğünde… bulutta dev bir kıvılcım oluşur.
gideceğiniz yolu göstermek için geceleyin ateşte, gündüzün bulutta önünüzsıra gitti.››.
Ama gerçekte, tüm veriler hala bulutta bulabileceğimiz bir yerde kaydediliyor.
RABbin görkemi bulutta görünüyordu.
Bulutta bulunan bu biyo-madde bu kadar rasgele ise,
Gördüğümüzde ne zaman isterim bulutta bir yüz… ya da hayvan şeklinde bir kaya.
gideceğiniz yolu göstermek için geceleyin ateşte, gündüzün bulutta önünüzsıra gitti.››.