Examples of using Cesareti yoktu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İki hafta önce geri döndü ama eve gitmeye cesareti yoktu.
Beni görmeye geldi çünkü sana bizzat söyleyecek cesareti yoktu.
Tetiği kendisi çekecek cesareti yoktu… tıpkı senin gibi.
Cesareti yoktu. Kalbi yoktu, beyni yoktu. .
Kötü yanıyla yüzleşecek cesareti yoktu. Belki de.
Kötü yanıyla yüzleşecek cesareti yoktu. Belki de.
Bana gerçeği söyleyecek cesareti yoktu.
Tom Maryyi öpmek istedi fakat denemek için cesareti yoktu.
Orada yatmaya cesareti yoktu.
Sanırım annem beni anladı, ama onun konuşmaya cesareti yoktu.
O ölecek çünkü hiçbirinizin onu durduracak cesareti yoktu!
Elleri boş hâlde gidip itiraf edecek cesareti yoktu.
Ancak Godwinin bu düşüncelerini sürdürme cesareti yoktu.
Çünkü adam gibi ölmeye cesareti yoktu!
Brendanın, onun gözlerinin içine bakacak cesareti yoktu.
Kalbi yoktu, beyni yoktu, cesareti yoktu.
Tam olarak çözemedi… ya da ateş etmeye cesareti yoktu. İyi bir hedef tespit etti ama nasıl vuracağını.
Tam olarak çözemedi… ya da ateş etmeye cesareti yoktu. İyi bir hedef tespit etti ama nasıl vuracağını.
Eminim Anthonynin Joeya itiraz edecek cesareti yoktu sen de o belgeleri alıp onun yanına gittin.
Ve hayatını intikam almaya adadı ama bunu yapabilecek cesareti yoktu.