DOKUNULMAZ in English translation

• untouchable
• invulnerable
• sacrosanct
• immunity
• untouchables
• ungifted
• inviolable

Examples of using Dokunulmaz in Turkish and their translations into English

Sen dokunulmaz değilsin.
You are not invincible.

Oh, dokunulmaz olduğunu mu sanıyorsun dostum?
Oh, you think you're immune, pal?

Biz dokunulmaz kız olacak.
We will be the untouchable sisters.

Dokunulmaz oluyordun.
You would be untouchable.

Bu dokunulmaz Eliot Nesse dokunan adam.
This is the guy who touched the Untouchable Eliot Ness.

Dokunulmaz Don Salvo, korkudan altına ediyor.
The untouchable Don Salvo is shit scared.

Mace dokunulmaz olduğunu söylüyordu.
He's telling Mac he's untouchable.

Aile, dokunulmaz, tabii.
Family, off limits, of course.

Bana dokunulmaz birisiymişsin gibi davranan sendin.
You were the one who used to treat me like an untouchable.

Onlar dokunulmaz, bağımsız, soğuk, objektif olarak kalmalıdır.
He must remain untouched, detached, clinical, objective.

Kitaplara dokunulmaz!
Not to touch books!

Kyle dokunulmaz değildir.
Kyle is not to be touched.

O dokunulmaz, sen değilsin.
She's untouchable, you aren't.

Dokunulmaz olan benim.
I'm untouchable.

Dokunulmaz Lana Luthor.
The untouchable Lana Luthor.

Dokunulmaz olduğunu düşünüyor.
He thinks he's immune.

V8 Broncoma dokunulmaz bir liderlik veriyordu.
Ferrara: The v8 was giving my Bronco an untouchable lead.

Burada dokunulmaz değilsin.
You are not invincible here.

Yakında dokunulmaz olacak.
He's gonna be uncatchable soon.

Bana postanın dokunulmaz kutsallığı telkin edildi.
I was inculcated with the sanctity, the inviolability of the mail.