Low quality sentence examples
Efsane çok eskiye dayanıyor.
The legend goes way back.Mazimiz çok eskiye dayanıyor, Lil.
We go way back, lil.Çok eskiye dayanıyor.
From very far back.Yani bu kolye ne kadar eskiye dayanıyor?
Or…- I mean, how old is this necklace?Soyun çok eskiye dayanıyor ama yenilmez değilsin.
Your bloodline is ancient, but you're not invincible.Belki de bu güven şeysi… eskiye dayanıyor.
This trust thing. Um… Maybe this goes way back.Belki de bu güven şeysi… eskiye dayanıyor.
Um… Maybe this goes way back, this trust thing.Evet. Dostluğumuz eskiye dayanıyor, ben ve sen.
We go way back, mate, me and you.- Yeah.Evet. Dostluğumuz eskiye dayanıyor, ben ve sen.
Yeah. We go way back, mate, me and you.Ama Bowmanlarla mazimiz eskiye dayanıyor.
But the Bowmans and me, we go way back.Ve Susanın ilişkileri eskiye dayanıyor ama aile kavgaları işte?
And Susan go way back, but family feuds, who's to say?Onun ve Ajan Davidin eskiye dayanan tanışıklıkları eskiye dayanıyor, Tom.
He and Agent David go way back, Tom.Babamla senin ilişkin çok eskiye dayanıyor… o adil bir adamdır.
You and my dad, you go back many years… and he is a just man.Adam haklı, çok eskiye dayanıyor.
He's right, it goes way back.Söylediğim kehanet Raonun Kitabından eskiye dayanıyor.
The prophecy I speak of predates the Book of Rao.Cartagena polisi ile tanışmamız eskiye dayanıyor.
Cartagena cops and I go way back.Ama, benim hikayem daha eskiye dayanıyor.
But, my story dates back even longer.Dediğim gibi, Jackle dostluğumuz çok eskiye dayanıyor.
Like you said, Jack and I go way back.Öyle denebilir. Babanla tanışıklığım çok daha eskiye dayanıyor.
And I have known your father ways before that. Like the kind of old friends.Ricela geçmişiniz epey eskiye dayanıyor, biliyorum. Ama söyleyeceklerim çok da olumlu şeyler değil, tamam mı?
I know you and Rice go way back, so I wouldn't say anything if I wasn't pretty positive, okay?
