Examples of using Gitmekten başka in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Genç bir adam için kiliseye gitmekten başka her şey önemlidir.
Hiçbir şey yapmadık. Sinemaya gitmekten başka.
Madem öyle oraya her gün gitmekten başka çaren yok.
Türkiyenin korumalı sularında. Yani gizli gitmekten başka seçeneğimiz yok. Üstelik gece de olmayacak.
Kimsenin beni tanımadığı başka bir yere gitmekten başka ve her şeye sil baştan başlamaya çalışmaktan başka çarem kalmadı.
Posta kutuma gitmekten başka lanet bir şey yapmam gerekmiyor, çaktın mı?
Nathan Brodye gitmekten başka bir şeyimiz olmadığı için Real McCoy civarındaki şikâyet raporlarını inceliyordum.
Ve şimdi bütün yolu geri gitmekten başka yapacağınız bir şey yok. Sizler çok uzaktan geldiniz.
Henry Weboy ile ilk tanıştığımda… Floridaya gitmekten başka bir şey konuşmazdı. Ben kaldım.
O Walter şu an tek başına New Yorka gitmekten başka bir şey düşünmezdi.
Ayrıca haftalardır söylüyor bunu ama Taylora gitmekten başka yaptığı bişey yok.
Gidecek başka yerim yoktu.
Gidecek başka yerim yoktu.
Gidecek başka yerim yoktu.
Demek istediğin oraya gitmemden başka bir seçenekse, yok.
Gidecek başka yerim yoktu.
Shellin üzerine gitmenin başka yolları da var, biliyorsun.
Gidecek başka yerim yoktu.
Gidecek başka yerim yoktu.
Gidecek başka yerim yoktu.