Low quality sentence examples
Okyanusun üstünü paspaslıyorum.
Duşları daha yeni paspasladım.
Hyori yeri̇ paspaslamaya başliyor.
Tom mutfak tabanını paspaslıyor.
Tom mutfak zeminini paspaslıyor.
Tapınağın zemini paspaslayarak başlayın.
Evet, paspaslıyordun.
Onlar bitirince ortalığı paspaslıyorum.
Onlar yeşim taşlı paspaslar.
Eski paspaslar yapmayacak!
Islak hücreleri paspaslattırıyor bana.
Gözlerin görebileceği kadar paspaslar.
Bu benim paspaslamam sayılır.
Ben… yerleri paspaslıyorum.
Buraları o paspaslıyormuş!
Zemini seninle birlikte paspaslayabilirim.
Eskiden amcam orada çalışırdı… paspaslama mevkiinde.
Eskiden amcam orada çalışırdı… paspaslama mevkiinde.
Yerleri paspasla.
Yerleri paspaslama ile ilgili Simona inanmayın sakın.