Low quality sentence examples
Pusetle yürüyüşe çıkmak isterim.
Şu puseti durdurun!
O benim pusetim!
Öyleyse polis pusetin izini sürebilir.
Birisi puseti almak istedi bile.
Dün bir çocuk puseti bulduk.
Bir de puset.
Sonra bebek ve puset.
Sonra bebek ve puset.
Çok güzel bir puset bulmuş.
Çok güzel bir puset beğendim.
Annen adını Puset koymuş olamaz.
Bahçemizde bir puset ve biraz da çiçek.
Bir araba koltuğu ve bir puset aldık.
İçinde oyuncak bebek olan bir puset ver.
Puset için biraz erken, değil mi?
Sanada bukadar pahalı bir puset istemediğimi söylemiştim.
Ayrıca bir puset ve birkaç parça bebek kıyafeti.
Bu kadar paraya, çok dayanıklı bir puset olmalı.
Onunki Orbit marka, 1200$ lık bir puset.