Low quality sentence examples
Semra Hocayla sevişiyoruz da, mektup ona.
Ms. Semra and I are in love, this is for her.Semra hanım da temiz bir kadına benziyor!
Miss Semra also looks like a decent woman!Semra Hanım, bir sigara alır mısınız?
Ms. Semra, would you like a cigarette?Vallahi biraz evvel, Semra Hoca önde çıkıp gittiler.
Well, just a while ago, Ms. Semra left out the front door with them.Bakın Semra kızım. Bu haylazlar çok kopya çekerler.
Listen, Ms. Semra, these lazy students will cheat a lot.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin eşi Semra Sezer( Kürümoğlu) akrabasıdır.
A former President of Region Sicily, Santi Nicita.Ama yine de isterseniz, son bir defa Semra Hanımla konuşalım.
But even so, let's talk to Ms. Semra one last time.Şey için efendim. İlk günden beri Semra hocaya karşı çok yanlış, çok çirkin davrandık.
Because, sir, from the first day, we acted very wrongly and offensively towards Ms. Semra.Türkiyenin first ladysi Semra Sezer tarafından iki yıl önce başlatılan'' Ulusal Eğitime Destek'' adlı kampanya ise çocukların yanı sıra okuma yazma bilmeyen ve işsiz yetişkinleri kapsıyor.
Started two years ago by Semra Sezer, Turkey's first lady, another campaign called"Support for National Education" targets children, as well as illiterate and unemployed adults.Semra, yemekler süper.
Semra, dinner was great.Semra Pelek: İsimleriniz yukarıdan geldi.
Semra Pelek: Your names came from above.Seni, Semra ile tanıştırayım.
Let me introduce you to Semra.Semra öğretmen istifa etmek istedi.
Ms. Semra wanted to resign.Semra, nerede kaldı kahveler?
Semra, where's the coffee?Semra Hanım, sakın gözünüzü benden ayırmayın.
Ms. Semra Haným, don't you dare look away from me.Semra Ertan 31 Mayıs 1956 yılında Mersinde doğdu.
Semra Ertan was born on 31 May 1956, in Mersin.Semra, dışarı çıkamıyorum! Yardım et!
Semra, I can't get out!- Help me!Doç. Dr. Semra Cerit Mazlum, Marmara Üniversitesi.
Assoc. Prof. Dr. Semra Cerit Mazlum, Marmara University.Yard. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, Üsküdar Üniversitesi.
Assoc. Prof. Dr. Semra Baripoğlu, Üsküdar University.Onu dövdüm Semra… Tıpkı üvey babamın beni dövdüğü gibi.
I beat him, Samira, like my stepfather beat me.
