Low quality sentence examples
Tanıdık bir isim.
Tanıdık bir isim.
Tanıdık bir isim değil.
Brookfielde tanıdık bir isim.
Tanıdık bir isim var.
Hayır tanıdık bir isim değil.
Colley. Brookfielde tanıdık bir isim.
Tanıdık bir isim görüyor musun?
Colley. Brookfielde tanıdık bir isim.
Tanıdık bir isim var mı?
Tanıdık bir isim gördün mü?
Önde gelen adaylar içinde tanıdık bir isim göze çarpıyor.
Buna karışan şirketleri incelerken tanıdık bir isim çıktı sürekli.
Ve tanıdık bir isim buldum. Bay Inin geçmişini araştırdım.
Ben de biraz araştırma yaptım ve tanıdık bir isim buldum.
Ben de biraz araştırma yaptım ve tanıdık bir isim buldum.
Manningin arkadaş listesinde bu adresin altında tanıdık bir isim vardı Tamam.
Tanıdık bir isimle karşılaştığımda. Tamam, dosyaları indeksliyordum.
Tanıdık bir isimden e-posta geldi. 11 Eylül 2011de.
Tanıdık bir isimle karşılaştığımda. Tamam, dosyaları indeksliyordum.