Low quality sentence examples
İyi albümler çıkarma zorunluluğumuz yok.
Burada hiçbir zorunluluğum yok benim.
Sizinle konuşma zorunluluğu yok.
Ama gelmek için hiçbir zorunluluğu yok.
Ajan Jareaunun bunu benimle tartışma zorunluluğu yok.
Las Vegas Polisinin sizinle soruşturma bilgilerini paylaşma zorunluluğu yok.
Hem 24 saat açık hem de kıyafet zorunluluğu yok.
Ayrıca yasal olarak aileye karşı tanıklık etme zorunluluğu yok.
Fasın dünyadaki tüm fakirleri kucaklama zorunluluğu yok. Lütfen dinleyin!
Suçsuzluk varsayımı yok kanıtlama zorunluluğu yok, akranlarından oluşan bir jüri
Bay Ionescu, adama sorabiliriz… ama kabul etmek için hiçbir yasal zorunluluğu yok.
Ülkede hiç bir kanun kitabında seçimlere katılmak için hayatta olma zorunluluğu yok.
Bay Kempin de kızın bilgisini test etmeye zorunluluğu yok.
Başka bir silahı olmasına gerek yok… ve Bay Kempin de kızın bilgisini test etmeye zorunluluğu yok.
Zorunluluk yok.
Zorunluluk yok.
Biyolojik zorunluluk yok.
Bir zorunluluk yok.
Alma zorunluluğunuz yok.
Kalma zorunluluğunuz yok.