ERZIEHERIN - übersetzung ins Türkisch

• öğretmen
• eğitimci
• bakıcı
• öğretmenim

Beispiele für die verwendung von Erzieherin auf Deutsch und deren übersetzungen ins Türkisch

Ich will einem anderen Mädchen ihre Lieblingsgeschichte vorlesen, weil die Erzieherin keine Zeit hat.
Başka bir kıza en çok sevdiği hikayeyi okumak istiyorum, çünkü bakıcının vakti yok.

Ich bin Elisas Erzieherin.
Ben Elisanın öğretmeniyim.

Ich war zehn Jahre lang Erzieherin.
On yıl çocuk bakıcılığı yaptım.

Aber ich bin keine Erzieherin.
Ama ben anaokulu öğretmeni değilim.

Ich bin nicht deine Erzieherin.
Ben senin anaokulu öğretmenin değilim.

War sie nicht Ihre Erzieherin?
O sizin bakıcınız değil miydi?

Und ich könnte Erzieherin sein.
Hatta ben dadı da olabilirim.

Die Erzieherin sagte mir, dass dieser Stuhl sehr wichtig für ihn ist.
Kamerić bu başlığın kendisi için çok önemli olduğunu söylüyor.

Doch seine Erzieherin fand ihn rechtzeitig.
Ama hakiki okuyucusu onu zamanında bulmuştur.

Er erinnerte sich an die Trauerfeier nach dem Tod einer Erzieherin.
Bayram sonrası, bir öğretmenin ölümünü gördük.

Erzieherin:"In welchem Schwimmbad warst du denn?"?
Anket: Siz Olsaydınız Hangi Tuvalete Girerdiniz?

Eine Erzieherin ist Türkin.
Bir öğretmen kendisi Türk.

Ich bin Erzieherin und fühle mich nicht schlecht ausgebildet.
Ben bir eğitimciyim ve eğitimin sağı sollu olmaz.

Ich möchte soziale Erzieherin werden.
Ben sosyal bilimci olmak istiyorum.

Dort arbeitet eine Erzieherin.
Orada bir hoca çalışıyor.

Fiona, Erzieherin.
Fiona. Yetiştirici.

Also… das ist eure neue Erzieherin, Fräulein Maria.
Simdi… bu sizin yeni mürebbiyeniz, Fräulein Maria.

Zehn Kinder, eine Erzieherin.
Çocuk, bir öğretmen.

Danke für deine Kindheit. Fiona, Erzieherin.
Çocukluğun için teşekkür ederiz. Yetiştirici. Fiona.

Danke für deine Kindheit. Fiona, Erzieherin.
Fiona. Çocukluğun için teşekkür ederiz. Yetiştirici.