SALLAMAK - übersetzung ins Deutsch

schütteln
sallamak
sıkmak
sıkışmak
çalkalayın
sallanarak
sallama
titriyor
sıkacaksın
schwingen
sallamak
sallanan
kanatlar
titreşebilir
salıncak
sallayın
kayabilirsiniz
savurabilir mi
zuwinken
el sallamalıyım
Shake
milkshake
sallamak
i̇çeceğini
wedeln
sallamak
sallar

Beispiele für die verwendung von Sallamak auf Türkisch und deren übersetzungen ins Deutsch

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kafa sallamak yetmez.
Ein Nicken reicht nicht.
Üçten fazla sallamak, asılmaya girer.
Mehr als dreimal schütteln ist wichsen.
Kim bebeğin kalça sallamak görmek istiyor?
Wer will sehen, wie mein Baby mit dem Hintern wackelt?
Ben sallamak istiyorum.
Ich will knacken.
Sallamak istersen flamalarım var.
Ich habe Flaggen, wenn du winken willst.
Matador değilsen kılıç sallamak bir iş değildir.
Mit'nem Schwert rumzufuchteln, ist kein Job, außer man ist Matador.
Kulakları sallamak: önlenebilirler mi?
Wehende Ohren: Können sie verhindert werden?
Kentteki tüm bankaların sallamak ve dünyanın en iyi Banka soyguncusu hale getirmek.
Lassen Sie alle Banken der Stadt erzittern und machen Sie den besten Bankräuber der Welt.
Anneme sallamak yok.
Keine Seitenhiebe auf meine Mom.
Diğeri daha büyük ama sallamak yok ve sakalı gibi olan var mı.
Die andere ist größer, aber nicht Wippen und nicht haben, wie ein BART.
Dolgu macunu şişe tamamen sallamak( genellikle daha-- dan 8 kere).
Schütteln Sie die Versiegelungsflasche vollständig(normalerweise mehr als achtmal).
Bacakların ilk başta sallamak olabilir ama sorun değil.
Ihre Beine zittern vielleicht zuerst, aber das ist in Ordnung.
Yönergelerini kullanın: şişe sallamak, 30/60/120 gr ölçmek.
Richtungen für verwenden: schütteln Sie die Flasche, Messen, 30/60/120 Gr.
Tek bir becerisi var, kıçını sallamak.
Sie kann nur mit ihrem Hintern wackeln.
Cidden. Sallamak yok.
Kein Scheiß. Im Ernst.
Bunlar insanlar Bu onları sallamak ve hareket ettirmek.
Das sind die Menschen, die sie zum Zittern und Bewegen bringen.
Spears sallamak.
Schütteln Sie Spears.
Ama onun'' mukavemet, kararlılık ve irade gücü'' Davis sallamak olamazdı düşman muhalefet süren coşturdu.
Aber seine„Hartnäckigkeit, Entschlossenheit und Willenskraft“ geschürt dauerhafte Opposition von Feinden konnte Davis nicht erschüttern.
Egoları, inançlarını ve ideallerini” sallamak ve değiştirmek konusunda ısrar etti.
Er bestand darauf,"die Egos sowie ihre Überzeugungen und Ideale" zu erschüttern und zu verändern.
Çabuk çabuk sallamak.
Schnell umrühren.
Ergebnisse: 74, Zeit: 0.0455

Top Wörterbuch-Abfragen

Türkisch - Deutsch