ВЛАСТЕН - превод на Турски

• güçlü
• kontrolcü
• dominant

Примери за използване на Властен на Български и техните преводи на Турски

Но ако някой властен човек, го е искал мъртъв, с този метод… затова си мислех, че мотива може лесно да бъде открит без да се вдига излишен шум и паника.
Ama eğer güçlü birisi onu öldürmek istediyse olayın şekli bu çapta bir gizleme olmadan amaçlarının tespit edilecek kadar kolay olacağını düşündüklerini gösteriyor.

Вече не беше богат, нито властен и разглезен, но за първи път беше истинско куче.
O artık zengin değildi, güçlü de değildi, şımarık da değildi, ama hayatında ilk defa gerçek bir köpekti.

Знам, че беше властен човек. такъв вид влияние изтощава
Güçlü bir adam olduğunu biliyorum, ama hapiste ömür

Самюел Блейз-Хамилтън бил богат и властен човек, който бил приближен на Комисаря
Samuel Blaise-Hamilton çok zengin ve güçlü bir adamdı. İç işlerinde

Като по-млад научих да бъда властен водач, който да поддържа институциите на хората, които са свикнали.
Genç bir adamken güçlü bir lider olabilmek için insanların alışkın olduğu gelenekleri sürdürmek gerektiğini öğrendim.

Той е властен мъж от две фамилии. Известен е с жестокостта си
İki ailesi olan acayip güçlü bir adam ama korkunç

Той е властен окръжен прокурор,
O çok güçlü bir bölge başsavcısı,

Човек с толкова много кокаин може да го превърне в пари, да стане много властен.
Elinde o kadar fazla kokain bulunan birisi ondan bir sürü para kazanıp çok güçlü bir adam haline gelebilir.

за да се покажа знаеш и властен.
Açık olduğu için değil, farkında ve güçlü görünmek için.

Искам да кажа, той определено беше властен, толкова много, че почти наподобяваше някакъв култ.
Yani, o oldu Kesinlikle kontrol, öyle ki bu neredeyse bir kült vibe gibi bir vardı.

Не искам да съм властен, но според Ерко сега е момента да обсъдим някой детайли.
Otoriter olmak istemiyorum canım, ama Usta Erko, şu anın bazı detayları konuşmak için uygun bir zaman olduğunu söylüyor.

Един здравомислещ мъж убеди друг важен и властен мъж в Делхи, че не всяка битка се води на границата, както и
Aklı başında olan bir adam ikna kabileyeti ile mantıklı ve güçlü bir adamı sınırda savaşta olmasına rağmen ikna etti.

Росъм винаги са били много властни, а това току-що стана реално.
Rossum çok güçlü ve bu işler ciddiye dönüştü.

Богатите и властните, те взимат каквото поискат.
Güçlü ve zenginler, istedikleri her şeyi alırlar.

Властна майка моделира сина си в неволен убиец.
Otoriter bir anne, aday olan oğlunu bilinçsiz bir suikastçıya dönüştürüyor.

Много вероятно е имал властна и обичаща наказанията майка.
Büyük olasılıkla kontrolcü ve cezalandırıcı bir annesi vardı.

Тя е властна фигура, така че всяка телевизия
Güçlü bir imajı olduğu için bütün kanallar

Ти каза, че харесваш властни мъже.
Otoriter erkekleri sevdiğini söylemiştin.

Тя е много нетърпелива и властна.
Çok kontrolcü ve sabırsız.

Богатите и властните взимат каквото си искат.
Güçlü ve zenginler, istedikleri her şeyi alırlar.