ПРЕГОВОРИ - превод на Турски

• pazarlık
• müzakerelerine
• görüşmeleri
• müzakereler
• görüşmeler
• görüşmelere
• müzakereleri
• müzakerelere
• görüşmelerine
• pazarlığı
• pazarlıklar
• pazarlıklara

Примери за използване на Преговори на Български и техните преводи на Турски

Можеш да предадеш на бейджорците, че скоро ще започна преговори с тях.
Bajoryalılara kısa süre içinde onlarla pazarlıklara başlıyacağımı söyleyebilirsin.

Той им е баща и аз не съм точно в най-силата позиция за преговори точно сега.
Onların babası, benim de pazarlık için en güçlü konumda olduğum söylenemez.

Колумбийското правителство започва мирни преговори с Армията за национално освобождение.
Kolombiya hükümeti ile Ulusal Kurtuluş Ordusu barış görüşmelerine başlıyor.

И командването, те говореха за преговори, да се предадем.
Ve savunma bakanlığı, teslim pazarlığı hakkında konuşuyor.

Чакай, ще се върна с теб и ще започна преговори с водача им.
Bekle. Ben de seninle gelip Taranyalı liderle pazarlıklara başlamalıyım.

Да, за преговори.
Evet, pazarlık için.

Искам да започнете мирни преговори с негово превъзходителство.
Ekselansları ile barış görüşmelerine başlamanızı istiyorum.

Преговори за заложници.
Bir rehine pazarlığı.

не давайки нищо в замяна, не е преговори.
karşılığında hiçbir şey vermemek pazarlık değildir.

След подписването на примирието започват и мирните преговори.
Ateşkes antlaşmalarından sonra barış görüşmelerine başlandı.

Този път нямаше да има предаване, нямаше да има преговори, нямаше да има сделки.
Bu defa teslim olan olmayacaktı. Pazarlık olmayacaktı. Anlaşma olmayacaktı.

В Париж започват мирни преговори между САЩ и Демократична република Виетнам.
Amerika Birleşik Devletleri ile Kuzey Vietnam arasında barış görüşmelerine Paris'te başlandı.

Никакви дискусии, никакви преговори.
Tartışma, pazarlık yok.

Преговори с барикадирал се заподозрян?
Barikat kurmuş bir şüpheliyle pazarlık etmekte?

Подписан от президента. Точка. без преговори.
Başkan tarafından imzalanacak. Pazarlık yok.

След дълги преговори е подписан съюз.
Uzun görüşmelerden sonra antlaşmaya varılmıştır.

Тя напада Прага насред мирни преговори, а после протяга маслиновата клонка.
Barış görüşmelerinin ortasında Pragı işgal edip sonrasında da zeytin dalı uzatıyor.

Те искат успешни преговори.
Bu görüşmelerin başarılı olmasını istiyorlar.

Ако преките преговори не доведат до споразумение,
Doğrudan müzakerelerde sonuca varılamazsa,

Надяваше се да провали мирните преговори.
Barış görüşmelerini baltalamayı umut ediyordu.