Примери за използване на Bursunu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Öyleyse Zion, senin bursunu ödemeyeceğim.
Kızım Abby aradı. Bursunu bırakmayı düşünüyor.
Ayrıca, bursunu alıp almamaya karar vermek gibi zor bir duruma sokma beni.
Princeton bursunu kaybetmesine… ayrıca tüm umut
Oaks bursunu da elinizin tersiyle ittiniz.
Ama Haley eğer basketbol bursunu alamazsan, babanın çalıştığı fabrikada seni bir işin beklediğini söylemişti.
Bir ayı kolunu yediği için beyzbol bursunu kaybetmek seksin daha korkunç bir sonucudur.
Amory Blaine yakışıklılık bursunu kazanarak Princetona gittim ve Harvard Yüksek Ticaret Okuluna gittim. Orada'' en'' seçildim.
Hamile olduğumu öğrendiğimde, Dan basketbol bursunu çoktan almıştı ve kimse onu bu yoldan alıkoyamazdı.
Evet, sen de ters durup bira içmeye çalışırken iki omzunu da çıkarıp bursunu kaybeden salak bir sporcusun.
Birleşik Devletler askerlerinin elinde ölmesi alnına yazılınca Kızılderili Dostları bursunu almaya hak kazandı.
Madzirov, orta ve doğu Avrupadan yazarlara verilen Tandem bursunu kazanan ilk Makedon oldu.
dahi bursunu alıp üniversiteye girmekti.
Sean ve ben konuştuk Michael, eğer futbol bursunu istiyorsan bizce Tennesseeyi seçmelisin.
Ama olası bir tecavüz suçlamasının, Duke bursunu kaybettireceğini anlayınca, Kızı takip edip, kafasını buraya gömmüştür.
Yine de Kane bursunu alacağımı garantilemiyor.
Yılında, kimya dalında Dalton Bursunu( Dalton Scholarship)
Makedon yazar Goce Smilevski, Orta Avrupa Girişimi( CEI) ve Sloven Vilenica Festivalinin ortaklaşa olarak Orta ve Doğu Avrupadaki AB dışı ülkelerden gelen genç yazarlara vermeye başladıkları bu yılki CEI Mekan Yazarları Bursunu kazandı. 31 yaşındaki Smilevski'' The Planet of Inexperience''('' Deneyimsizlik Gezegeni'')( 2000),'' Conversation with Spinoza''('' Spinoza ile Sohbet'')( 2002) ve'' Sigmund Freuds Sister''( Sigmund Freudun Kızkardeşi)( 2006) adlı kitapları yazdı.
Bursum olmasa Lancer gibi bir okulu hayatta karşılayamazdım.
Basket bursu alırsam annemim, benim için endişelenmeyeceğini anladığımdan beri.