Примери за използване на Dolabın на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Dolabın içinde bir kadın cesedi var.
Dolabın içinde saç boyası var.
Yatak odasına git dolabın arkasına saklan.
Evet, dolabın içinde kilitliydi.
Dolabın içinde kırmızı bir çanta var. Çantanın içinde iki milyon dolar var.
Dolabın arkasında gizli bir oda var.
Annelerin bazen telefonla dolabın içinde konuşması gerekir.
O dolabın aynısı.
Orada dolabın içinde.
Dolabın içinde.
Dolabın içinde bir şeyler oluyor.
Dolabın arkasındaki bölmeyi hatırlıyor musun?
Dolabın çok pismiş, Max.
Ya da yatağın altında. Ya da dolabın içinde bilmiyorum.
Senin eski dolabın bu muydu?
Dolabın arkasına saklanmış bir kapı var.
Bence burada, dolabın yanında başlayan bir boğuşma oldu.
O apartmanda da, o dolabın içinde de, ceset falan yok!
Dolabın içinde.
Hapse atmaya gerek yok dolabın içinde çöp saklamak gibi olur.