Примери за използване на Dolapta на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Cüzdanımda, dolapta, içeride.
Bunları dolapta buldum.
Dolapta boş bir şişe olacaktı.
Dolapta bira var,
Merdivenin altındaki dolapta küçük sarı bir kutu var.
Tabaklar dolapta, çatallar çekmecede yemek istiyorsan tabii.
Acıkırsan dolapta birkaç şey var.
Dolapta da öyle olur. Sonra düşünürüz onu.
Dolapta sanat eseri.
Koridordaki dolapta havlu var.
Dolapta yemek yok mu?
Dolapta biraz pişmiş yumurta ve sevdiğin şu donmuş yulaf ezmesinden var.
Joey ile beni dolapta yakaladığı için hâlâ bana kızgın.
Martinez saklandığı… dolapta bulunur.
Konuklardan biri dolapta bir kafa bulmuş.
Anya, lavabonun yanındaki dolapta bir şişe konyak olacaktı.
Sen hiç dolapta elbise, kitap ya da başka bir şey koymaz mısın?
Dolapta ne yapıyorsun?
Dolapta bir şişe votka var.
Dolapta tek bu vardı.