Примери за използване на Gülümsediğini на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sanırım senin babandan bahsederken gülümsediğini… ilk kez görüyorum.
Tek istediğim gülümsediğini görmek sadece*.
Gülümsediğini gördüğümü hiç sanmıyorum.
Onun ilk defa gülümsediğini görüyordum.
hiç gülümsediğini görmedim.
Bugüne kadar bir defa bile gülümsediğini kimse görmemişti.
Cheshire Kedisi gibi tüm gece gülümsediğini söyledin.
Rus anneanne ve dedelerin böyle gülümsediğini asla göremezsin.
Onun ilk defa gülümsediğini görüyordum.
Güneş parıldıyor. Geceleri serin ve huzurlu, herkesin gülümsediğini farkediyorum.
Ve o zaman Rebeccanın gülümsediğini gördüm.
Ya da gülümsediğini.
İlk defa onun gülümsediğini gördü.
Pek güzel olmuş yine de neden gülümsediğini anlayamadım.
Aramızda kalsın, biz ona'' tabut taşıyıcı'' deriz. Çünkü gülümsediğini çok ender görürsün.
Başbakanın da buna gülümsediğini söyledin.
Mason, bir çocuğun güvenini kazanmak için nasıl gülümsediğini göstersene bana.''.
çikolata yemeyen annelerin çocuklarına göre daha fazla gülümsediğini tespit etmiş.
Bu da sizi bir süre sonra insanların ne kadar güzel şeyler söylediğini ve gülümsediğini,… ama hiç ziyaretine gelmediklerini düşündürmeye başlıyor.
Her gün gülümsediğini, bazen arkadaşında kaldığını.