Примери за използване на Metale на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Metale benziyor. Sanki bir nevi mühür.
O tak sesi metale benziyor.
Ancak yaklaşık 80 yıldır bilim adamları teoride hidrojenin metale dönüşebileceğini iddia etmekteydi.
İsveçliler'' Death metale'' bayılır.
Kendi kendine metale dönüşüyor.
Çocukluğumdan beri hep müziğe ilgi duydum, ama 1998den beri metale.
Buğulanmış çinko, ancak metale yoğunlaşabilir.
Parmak izi yağındaki tuz ve aminoasitler zamanla metale işleyebilir.
Çarpma anında ikinci hazne patlıyor, metale daha derinden etki ediyor.
Eğer metale yazdırabilirseniz, bunlardan birini çıkartabilirsiniz ve aslında bunun gibi bir şeyi de yazdırabilirsiniz.
Silahın çalışması için sadece bir parça metale ihtiyaç var: Ateşleme pimi olarak görev yapması için bir çiviye.
Annesi Frigg, ateşe, suya, metale, taşa ve yaşayan her şeye bir daha Baldura zarar vermeyeceklerine dair yemin ettirmiş.
Sağdaki nesnenin yapılması için ise bir çok malzemenin bir araya gelmesi gerekli silikondan metale ve plastige, vb.
ağır metale tropik hastalıklara,
Fransızlar Bianca Lewisin cesedindeki metale radyokarbon testi yapmışlar. Bir tür demir alaşımıymış
İranda metale ulaşmak konusunda konulan kısıtlamaların birkaçını anlatabilir misin?
Bu ağır metalin adı selenyum.
Osmiyum metali diğer platin metalleri ile birlikte bulunur.
İki tonluk metalin altında kaldı.
O metalleri kağıt gibi yırttım.