Примери за използване на Mevsimin на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bonapart martıları mevsimin en lezzetli yiyeceklerini topluyor, somon yumurtaları.
Mevsimin ilk fırtınası yaklaşırken, bu muazzam güç varlığını hissettirmeye başlar.
Nantucketda mevsimin son günüydü.
Her mevsimin kendine göre zorlukları vardır.
Bu mevsimin en büyük olayıdır.
Her mevsimin kendine özgü çekiciliği vardır,
Sonunda, o mevsimin sonuna doğru ağır saldırı davasındaki hakim çoğu suçlamayı geri geçti
Sıcak mevsimin bereketi olmazsa acı soğuğun olduğu uzun aylarda hayat devam edemez.
Mevsimin bu zamanı, tüm dallar meyve dolu olmalıydı.
Resmî polislik görevinde olun ya da olmayın, mevsimin en hareketli zamanı ve otel dolu.
Bir mevsim toplam döngünün büyük bir parçasıdır;
Yaz mevsiminde nüfus artmaktadır.
İnancın Pekiştiği Mevsim.'' Nedir bu?
At kurak mevsime kadar koşmaya devam edebilirdi.
Dünyada hala, her mevsim sevgilisini değiştiren kabileler var.
Hangi mevsimde ortaya çıkıyor?
Sinüzit hangi mevsimde daha sık görülüyor?
Yağmur mevsimi gelmiş ve gitmiş
Gelecek mevsim daha çok çekirgeyle geleceğim… ama sen!
Lenny, hangi mevsimde olduğumuzu söyleyebilir misin?