Примери за използване на Mikrofonun на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir sürü kameranın ve mikrofonun karşısında.
Blue Baydeki en tehlikeli yerin Komiser Blanchard ile mikrofonun arası olduğunu söylüyorlar.
Mikrofonun kokusu.
Mikrofonun üzerinde bir düğme var.
Mikrofonun düğmesine bas.
Mikrofonun önüne geçtiğimde, sözcükler ağzımdan dökülüyor.
Mikrofonun tabanında bir düğme var.
Mikrofonun başında yapayalnızdım. Bütün kariyerim o demoya bağlıydı.
İşte mikrofonun yakaladıkları.
Mikrofonun ucunda kullanılan bir plastik.
Evet, benim işim bu: mikrofonun başında eleştirmek.
Ötekiler yatmaya gitti… ama bu tam mikrofonun üstüne yattı.
Pee Wee, neden saksafonu yanında götürüp de mikrofonun başına geçmiyorsun?
İzin belgesini ben hallederim, sen mikrofonun icabına bak.
Mikrofonun altındaki de bir karaoke makinesine benziyor gerçi bu sahayı pek fazla daraltmaz.
geleceğin senatörü Mia Ramme mikrofonun başına geçince, hepsinin istifa etmelerini seyret.
Mikrofonun aktif, o nedenle,'' Seni gördüğüme sevindim, Frank'' de.
Tamam oy kullanacağız ama önce şunu yapalım:… Herkesin ayağa kalkıp şu mikrofonun arkasına sıra olmasını istiyorum.
Meşaleyi devretmek gibi, eğer kablosuz mikrofonun varsa…- Anladım. Ya da meşale.
şu 5.000 dolarlık mikrofonun bunu kaçırdığını düşünüyorsun?