Примери за използване на Paulu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Paulu, eşi reddetti.
Gelmen Paulu çok mutlu etti.
Justine, Paulu TV izlemeye götürür müsün? Haydi.
Birden bu şehre gel, Paulu kendinden geçir ve balede en iyisi ol.
Paulu siktir et.
Paulu görmeye tek başına gittiğin hakkında duyduğum şey de ne oluyor?
Şimdiye kadar, Paulu ne kadar çok önemsediğimin farkında değildim.
Ne yaptığımı fark ettiğimde Paulu aradım… 353
Anne yolda gelirken Paulu alkol konusunda rahat bırakacağımızı konuşmuştuk.
Önemliyse Paulu araman gerekmez mi sence?
Tamam, neden Paulu içeri tıkıp buradan gitmiyoruz o halde?
Paulu nerede olduğumu söylemek için aradım ama geri aramadı.
Sevgilisi Paulu daha sonra öğrenirim.
Birkaç gün içinde, ya Paulu ya da diğer ikisinden birini arayacağım.
Benny Paulu aradıktan sonra.
Hayır, Paulu aradım.
Ne zamandan beridir Paulu tanıyorsun?
Yani o da Paulu fark etmiş.
Sen bana Pariste tanıştığım o çocuğu, Paulu hatırlattın.
İnsanları Paulu sevmeleri konusunda ikna edemem fakat onun yaptıkları yüzünden senin de acı çekmen için bir neden göremiyorum?