Примери за използване на Tekneme на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bu gece şu çocukları terk edecek ve tekneme gelip benimle yaşayacaksın.
Yanımda siz olmadığınız sürece hiç değilse tekneme binebilirim.
Charlie, birkaç gün sonra tekneme bineceğim- ve altı ay denizde olacağım.
Tabi birkaç saat önce tekneme dalıp'' aptal'' bir kolye için kimliğimizi riske atmak uğruna Toriyi tutuklaman hariç.
Sizi evime getirdim tekneme aldım. Güvenim nerede kaldı ihtiyar?
rıhtıma gitmek… sonra tekneme atlayıp, gitmek isterdim.
Aynen böyle. Bir de şunu izleyin.'' Yat limanındaki tekneme gelmek ister misin?''-'' Evet.''?
Beni helikoptere bağlayan vinç hattıyla yukarı çekilirken, sadık küçük tekneme 6 metrelik dalgalar arasında sallanırken baktım
Benim tekneme, balıklara, jet-skilere kafayı o kadar takmışsın ama felaketlerle dolu olan hayatına dönüp bakmıyorsun.
Neden limana doğru gidip, hoş bir deniz yolculuğu yapmak için benim tekneme binmiyoruz?
Beni helikoptere bağlayan vinç hattıyla yukarı çekilirken, sadık küçük tekneme 6 metrelik dalgalar arasında sallanırken baktım ve onu bir daha görüp göremeyeceğimi merak ettim.
Tekneye el koymak zorundayım.
Tekneye el konuldu
Teknenin adını kaptan değiştirirse kötü şans.
Tekneyle birlikte mi verdiler?
Tekneyi hazırlamam gerekiyor daha.
Tekne gidiyor.
Babanın bize teknesini vermesi ne güzel.
Blakenin teknesi, Oahu sahilinden 64 kilometre uzaklıkta bulunmuş.
Baba, 8.15de tekneyle gitti, yani garaj boş.