Примери за използване на Zeke на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Zeke, Breck Colemanın kendini koruyabileceğini söylüyor.
Hiç hoş değil, Zeke!
İstemeden de olsa, Zeke nihayet Myanın mercimek kavanozunu açacak sihirli kelimeleri söyledi.
Zeke okulun ilk yılında Apollonun oda arkadaşıymış.
Sen miydin, Zeke?
Bu aile mesleği Zeke tamam mı?
Zeke Hansenın büyük bir korkak olmadığına dair itibarı var.
Kırmızı halıda yürü demiyorum Zeke tamam mı?
Zeke, kusura bakma. Başkomiserim odanı bir süre daha kullanacağımızı söylüyor.
Sonunda Randy listemizden bahsetti, ve Zeke bizi içeri davet etti.
Bu hayatında yaptığın en aptalca şeydi, Zeke.
Benim bahsettiğim bu değil, Zeke. Birlikte görünmemeliyiz.
Senin karını, Seraphinayı Zeke, onu götürüyorlar.
Federaller içeri daldı, sen arkadan kaçarken, Zeke tutuklandı.
Oğlum orda ölü olarak yatıyor. Diğer oğlum Zeke ellerinde.
Zeke boşuna nefes tüketmesin, çünkü onun büyük planları var.
Zeke, tüm söylediğim ailen için zaman ayırsan iyi olur.
Onlardan Zeke bir hediye.
Tıpkı Zeke ne olduğunu öğrenmek için buraya geldiğim gibi.
Zeke? -Geçiniyorum.