ABMACHUNG - Turkce'ya çeviri

anlaşmamız
deal
vereinbarung
abkommen
vertrag
geschäft
abmachung
einigung
handel
verhandeln
abgemacht
bir anlaşma
anlaşmanın
deal
vereinbarung
abkommen
vertrag
geschäft
abmachung
einigung
handel
verhandeln
abgemacht
anlaşmayı
deal
vereinbarung
abkommen
vertrag
geschäft
abmachung
einigung
handel
verhandeln
abgemacht
anlaşması
deal
vereinbarung
abkommen
vertrag
geschäft
abmachung
einigung
handel
verhandeln
abgemacht

Abmachung Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Du brachst die Abmachung.
Anlaşmayı sen bozdun.
Leider werde ich meinen Teil der Abmachung nicht erfüllen können.
Maalesef, anlaşmanın bana düşen şartlarını yerine getiremeyeceğim.
Welcher Abmachung?
Das war nicht die Abmachung.
Anlaşmamız bu değildi.
Das ist Teil der Abmachung.
Bu anlaşmanın bir parçası.
Und die Hop Wei wissen lassen, dass wir ins Opiumgeschäft einsteigen. Ich habe die Abmachung gebrochen.
Anlaşmayı bozdum… ve Hop Weiye afyon işine gireceğimize dair işaret verdim.
Eine begrenzte, geschäftliche Abmachung zwischen Erwachsenen.
Yetişkin gibi kararlaştırdığımız sınırlı bir iş anlaşması.
Du bist voll. Wir hatten eine Abmachung.
Anlaşmamız vardı Mitchell. Sen sarhoşsun.
Man ändert nicht einfach so die Bedingungen einer Abmachung.
Anlaşmanın şartlarını değiştirmek bizim yapmadığımız bir şey.
Sie haben die Abmachung nicht erfüllt. Es tut mir leid.
Sen anlaşmayı yerine getirmedin. Üzgünüm Akiva.
Abmachung fürs Leben.
Hayat anlaşması.
Ich dachte, wir hätten eine Abmachung.
Bir anlaşmamız var sanıyordum.
Ihn auszuliefern, war nicht Teil der Abmachung.
Teslim etmek anlaşmanın bir parçası değildi.
Aber für jetzt, für heute, Lizzy, unterzeichen Sie die Abmachung.
Anlaşmayı imzala. Ama şimdi Lizzy, bugün.
Eine Art geschäftliche Abmachung.
Bir tür iş anlaşması.
Wir haben eine Abmachung, erinnere dich?
Bir anlaşmamız var, hatırladın mı?
Das war Teil der Abmachung.
Anlaşmanın parçası da o.
Er fragte: Bricht er seine Abmachung mit euch?
Hirakl:- Onun anlaşmayı bozduğu oluyor mu?
Ihre Frau und deren Informationen gegen meine Freiheit auf dieser Seite. Welche Abmachung?
Ne anlaşması? Karını ve vereceği bilgiyi… bu taraftaki özgürlüğüm karşılığında takas etmem anlaşması.
Wir hatten eine Abmachung.
Bir anlaşmamız vardı.
Sonuçlar: 245, Zaman: 0.085

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce