BEIL - Turkce'ya çeviri

balta
axt
beil
hatchet
satır
zeile
linie
reihe
hackbeil
beil
startaufstellung
bıçağı
messer
klinge
blade
knife
baltayı
axt
beil
hatchet
baltayla
axt
beil
hatchet

Beil Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Dieses Beil muss offenbar geschärft werden.
Bu satırın keskinleştirilmesi gerekiyor.
Er hatte ein Beil.
El baltası vardı.
Ich brauche ein Beil.
Baltaya ihtiyacım var.
Sieht eher aus, wie ein Beil.
Daha çok baltaya benziyor.
Ich wette, das Beil ist in der Tasche.
Öz güvenim üzerine bahse varım… bıçak o çantanın içinde.
Und Se haben am selben Tag Ihr Beil verloren?
Ve siz aynı gün baltanızı kaybetmiştiniz?
Wenn nicht, ruft Beil die Polizei.
Yoksa Bell, polis çağırır.
Gib ihm das Beil.
Nacağı ona ver.
Ein Beil zum Beispiel tauscht sich gegen 20 Kilogramm Korn aus.
Örneğin, bir balta, 20 kilo tahıl karşılığında değişilir.
Beil wurde 415 mal besucht.
İçeldan Olup 415 Kez İncelendi.
Das war kein Beil sondern ein Tomahawk.
O bir balta değildi, bir savaş baltasıydı..
Er enthält Jodtabletten, ein Beil, einen Kompass und eine Verfassung als Taschenbuch.
Paket; iyot hapları, el baltası, bir adet pusula ve bir cep anayasası içeriyor.
Oder ein Beil.
Ya da el baltası.
Hier… Beil mir.
Sen… burada… benimle kalabilirsin.
Zum Glück hatte ihm seine Mutter als Abschiedsgeschenk ein Beil zum Mitnehmen gegeben.
Neyse ki, uzağa giden bir hediye olarak annesi ona yanına götürmesi için bir balta vermişti.
Was bedeutet, Sie haben sich die Nachricht ausgedacht, was bedeutet, sie haben das Beil von jemandem dort hinbringen lassen.
Bu da mesajı kendiniz uydurup, birine baltayı oraya koymasını istediğiniz anlamına geliyor.
Ich kenne mich auch ein wenig mit Tieren aus, also bin ich in einen Baumarkt gefahren und habe ein Beil, eine elektrische Eisensäge, Ammoniak
Hayvanları gayet iyi tanırım bu yüzden bir hırdavatçıya gittim ve bir balta, elektrikli testere biraz amonyak
Wenn ich beobachten kann, welchen Köder du benutzt, um einen Fisch zu fangen, oder wenn ich beobachten kann, wie du dein Beil zurecht haust, um es zu verbessern,
Eğer daha iyisini yapabilmek adına sizin balık yakalarken hangi yemi kullandığınızı seyredersem ya da baltanızı nasıl pul pul yonttuğunuzu.
Die Leute hinterlassen mir Beile in meiner Haustür.
İnsanlar evimin ön kapısına balta saplayıp bırakıyorlar.
Wir nehmen unsere Spieße…- Jawohl… und die Schaufeln und Beile, wie früher, wie es uns unsere Väter lehrten, und kämpfen für das,
Önceden yaptığımız gibi, kazmalarımızı, küreklerimizi… ve baltalarımızı alalım, tıpkı babalarımızdan öğrendiğimiz gibi…
Sonuçlar: 48, Zaman: 0.1009

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce