BLASE - Turkce'ya çeviri

mesane
blase
blasenkrebs
kabarcık
blase
bubble
plumpstropfen
blister
balon
ball
abschlussball
prom
schulball
ballkleid
homecoming
baloncuk
ballon
luftballons
blase
balloon
ball
zeppelin
ballonfahrt
bubble
üfle
ausblasen
idrar torbası
sidik torban
mesanenin
blase
blasenkrebs
mesaneyi
blase
blasenkrebs
mesanem
blase
blasenkrebs
kabarcığın
blase
bubble
plumpstropfen
blister
kabarcığı
blase
bubble
plumpstropfen
blister
balonun
ball
abschlussball
prom
schulball
ballkleid
homecoming
baloncuğu
ballon
luftballons
blase
balloon
ball
zeppelin
ballonfahrt
bubble
baloncuğum
ballon
luftballons
blase
balloon
ball
zeppelin
ballonfahrt
bubble
baloncuğun
ballon
luftballons
blase
balloon
ball
zeppelin
ballonfahrt
bubble

Blase Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Gib mir zuerst das Mikrofon, damit ich wie eine Blase platzen kann.
Bana mikrofonu ver Balon gibi patlatayım sözcükleri.
Jim, Du hast'ne Blase wie'ne Frau.
Jim, sidik torban kızlarınki gibi.
Und ich muss sagen, die Blase ist heiß.
Ve söylemem gerek, baloncuk çok ateşli.
Ihre Blase wird sich nicht mehr bei jedem Lachen entleeren.
Artık her gülüşünde mesanenin kendini bırakmasından korkmana gerek kalmayacak.
Kryptowährung: Blase oder das eigentliche Investment-Tool?
Cryptocurrency: kabarcık veya gerçek yatırım aracı?
Interstitielle Zystitis, eine Art der Entzündung der Blase Wand.
Interstisyel sistit, mesane duvarının bir tür iltihabı.
Diese hässliche Blase, in der unsere Feinde leben: Bald schon wird sie in Millionen Einzelteile zerplatzen.
Düşmanlarımızın içinde yaşadığı bu çirkin balon, çok geçmeden milyonlarca küçük parçaya ayrılacak.
Viele glauben, Bitcoin sei einfach eine Blase.
Birçoğu Bitcoinin sadece bir baloncuk olduğuna inanıyor.
Ich will mir diese selbstgemachte Blase ansehen.
Hazırladığınız şu mesaneyi görmek istiyorum.
Eine solche Medikamentenmethode schafft es, den hyperaktiven Zustand der Blase zu kontrollieren.
Böyle bir tıbbi yöntem, mesanenin hiperaktif durumunu kontrol etmeyi başarır.
Die Blase platzte und sie verloren alles.
Kabarcık patladı ve her şeyi kaybetti.
Alle natürlichen Blase Unterstützung besonders formature Erwachsene formuliert.
Tüm doğal mesane desteği özellikle formature yetişkin formüle.
diese kleine Blase, oder was-auch-immer.
bu küçük balon ya da her neyse.
Schon wieder? Ich habe die Blase der Größe einer brasilianischen Nuss?
Brezilya cevizi kadar mesanem var. Yine mi?
Dann zeige ich Ihnen nach der Visite eine Blase im Labor?
Sana vizitten sonra laboratuarda geliştirdiğimiz mesaneyi göstereyim.- Öyle mi?
Diese Medikamentenmethode kann den überaktiven Zustand der Blase kontrollieren.
Bu ilaç yöntemi mesanenin aşırı aktif durumunu kontrol edebilir.
Einige Leute nennen diese Blase Karten, Idee Karten, Mind Mapping.
Bazı insanlar bu kabarcık haritalar çağrı, fikir haritalar, zihin haritalama.
Kleine Blase, großes Gehirn.
Ufak mesane, büyük beyin.
Explodierte, weil sie selbst zerrissen war. Die Blase, in der wir lebten.
Patlamıştı… …çünkü kendi elleriyle yırtmıştı. İçinde yaşadığımız balon.
Ich freue mich für meine Blase, aber nicht für uns.
Mesanem için seviniyorum, ama bizim için üzülüyorum.
Sonuçlar: 354, Zaman: 0.1281

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce