DEN KNOPF - Turkce'ya çeviri

• düğmeye
• butona
• tuşa
• düğme
• butonuna
• bir düğmeyi

Den knopf Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Drück den Knopf.
Bas şu düğmeye.

Bitte drück den Knopf.
Lütfen düğmeye basın.

Drück den Knopf, Georgi!
Bas şu düğmeye Georgy!

André lässt sie den Knopf drücken.
André onlara düğmeye bastıracak.

Ich drücke den Knopf.
Sizin için düğmeye basayım.

Jetzt müssen Sie nur noch den Knopf drücken.
Tek yapman gereken düğmeye basmak.

Drück den Knopf, Doris.- Warte auf den Aufzug.
Asansörü bekliyorum.- Düğmeye bas Doris.

Warum sollte Ted den Knopf einfach so aufgeben?
Ted düğmeden neden böyle vazgeçiverdi?

Ich such den Knopf, treffe die mächtigen Männer.
Butonu arıyorum, güçlü adamlarla karşılaşıyorum.

Drücke nicht den Knopf.
Sakın düğmeye basma.

Ist das immer so, wenn man den Knopf drückt?
O düğmeye bastığımızda böyle şeyler hep olacak mı?

Drück nur einmal den Knopf und du wirst in Flammen stehen.
Sadece bir kez düğmeye bas ve tam anlamıyla yanıyor olacaksın.

Den Knopf hinten!
Arkadaki düğmeye basmalısın.

Wenn wir mal den Knopf aufmachen?
Neden şu düğmeyi açmıyoruz bakalım?

Komm schon!- Drück den Knopf!
Düğmeye bas! Hadi!

Wir haben den Knopf ausgetauscht, aber keinen gleichen gefunden.
Düğmesini değiştirdik ama aynısından bulamadık.

Es gibt ein Spielzeug, wo man den Knopf drückt und der Typ nach unten fällt.
Bir de düğmeye bastığında, aşağı düşen adamın olduğu oyuncak.

Ich habe nur den Knopf getestet.
Sadece düğmeyi test ediyordum.

Nicht den Knopf berühren.
O düğmeye dokunma.

Den Knopf drehen, dann geht die Tür auf.- Hallo?
Düğmeyi çevirin, kapıyı açın.- Alo?