Dich warnen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Wir wollten dich warnen.
David! Was? Es tut mir ja wirklich sehr Leid, aber ich muss dich warnen.
Canını sıktığım için çok üzgünüm, ama seni uyarmak zorundayım.- David!- Ne?
Ich sollte dich warnen.
Ich muss dich warnen. Billy.
Seni uyarmam gerek yalnız. Billy.
Ich muss dich warnen, die sind nicht hübsch.
Çok iyi değiller, seni uyarayım.
Wir wollten dich warnen, Tommy.
Seni uyarmaya çalıştık Tommy.
Ich will dich warnen, Sahli kommt gleich.
Seni uyarmak isterim, Sahli gelmek üzere.
Wir fanden Hinweise, dass Robyn wieder kriminell war. Ich muss dich warnen.
Işlemeye başladığına dair kanıtlar var. Dinle, seni uyarmalıyım… Robynnin yeniden suç.
Ich sollte dich warnen.“.
Seni uyarmam gerektiğini düşündüm.''.
Ich wollte dich warnen.
Seni uyarmaya çalıştım.
Aber ich muss dich warnen.
Seni uyarmak zorundayım, ama.
Vielleicht sollte ich dich warnen.
Peki, sanırım seni uyarmalıyım.
Ich dachte, ich sollte dich warnen.
Seni uyarmam gerekir diye düşündüm.
Ich wollte dich warnen, Kumpel.
Seni uyarmaya çalışmıştım dostum.
Ich… ich muss dich warnen, Nora.
Seni uyarmak zorundayım Nora.
Aber ich sollte dich warnen.
Yine de seni uyarmalıyım.
Ich wollte dich warnen, wir übernehmen das Schiff.
Gemini ele geçirirken seni uyarmam gerektiğini düşündüm.
Ich wollte dich warnen, Kumpel.
Seni uyarmaya çalıştım, dostum.
Deborah, ich muss dich warnen Dass es einen Grund gibt, warum er den Fall in London bringt.
Seni uyarmak zorundayım Deborah,… bu davayı Londraya getirmelerinin bir sebebi var.
Ich muss dich warnen, George.
Seni uyarmam gerekiyor, George.
Sonuçlar: 131, Zaman: 0.0305

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce