EHERING - Turkce'ya çeviri

alyans
ehering
ring
yüzük
ring
ehering
nikah yüzüğü
alyansını
ehering
ring
alyansı
ehering
ring
yüzüğü
ring
ehering
alyansın
ehering
ring
yüzüğünü
ring
ehering
evlilik
ehe
heirat
hochzeit
eheschließung
verheiratet
ehelichen

Ehering Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Und dir ist nicht aufgefallen, dass ihr Ehering fehlt?
Ve alyansını artık takmadığını fark etmiyorsun. Sürekli beraber takılıyorsunuz?
Tragen Sie keinen Ehering?
Alyansın yok mu?
Und den Ehering. Ich bin nicht verheiratet.
Ve yüzüğü. Evli değilim.
Ich habe Myra einen Ehering versprochen.
Myraya alyans alacağıma söz verdim.
Der Ehering, die Windeln auf dem Rücksitz seines Kombis.
Nikah yüzüğü… steyşın arabanın arka koltuğundaki bebek bezleri.
Alter, wenn du mich weiter so nervst, kauf ich dir einen Ehering.
Dostum! Bana dırdır etmeye devam edersen, sana yüzük almak zorunda kalacağım.
Steck mir deinen Ehering in den Mund, das macht mich an.
Yüzüğünü ağzıma sok. Beni çok tahrik ediyor.
Ja, da war ein Ehering. Er?
Evet, alyansı vardı.- Adam mı?
Wie lange sind Sie schon verheiratet? Schöner Ehering.
Alyansın güzelmiş bu arada. Kaç yıllık evlisin?
Und ein Mann, der seinen Ehering als Zeichen seiner Scham trägt.
Alyansını bir utanç rozeti gibi taşıyan bir adam.
Warum tragen die deutschen den Ehering rechts?
Ruslar yüzüğü neden sağ ele takar?
Er trug keinen Ehering, also… treffen wir beide.
Alyans takmıyordu. Bu durumda, şimdi tanışacağımız kişi.
Doktor Chaoticas Ehering.
Doktor Chaoticanın nikah yüzüğü.
Royale Hochzeit: Warum Prinz William keinen Ehering trägt.
Kraliyet Düğününden- Prens William yüzük takmayacak.
Der Ehering der alten Frau war in seiner Tasche.
Yaşlı kadının alyansı adamın sağ cebindeymiş.
Nun, Toby hat es nicht interessiert, dass die Hure seinen Ehering und seine Brieftasche nahm.
Toby, fahişenin… alyansını ya da cüzdanını almasını umursamadı.
Und… er hat mir seinen Ehering gegeben, um es zu beweisen.
Bana yüzüğünü, ona göstermem için verdi.
Dad, wo ist dein Ehering?
Baba, alyansın nerede?
Es war der Ehering seiner Mutter.
Bu kendi annesinin yüzüğü idi.
Ehering, Kreditkarte, Schlüssel und Handy.
Alyans, kredi kartı, anahtar ve cep telefonu.
Sonuçlar: 231, Zaman: 0.1068

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce