EIN GRAB - Turkce'ya çeviri

bir mezar
grab
gruft
eine grabstätte
ein grabmal
friedhof
eine grabkammer
bir mezarı
grab
gruft
eine grabstätte
ein grabmal
friedhof
eine grabkammer
bir mezarın
grab
gruft
eine grabstätte
ein grabmal
friedhof
eine grabkammer
bir mezarlık
grab
gruft
eine grabstätte
ein grabmal
friedhof
eine grabkammer

Ein grab Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Die beiden kehren zum Tempel zurück und erfahren, dass erneut ein Grab beraubt wurde.
Daha sonra tapınağa dönerler ve başka bir mezarın daha yağmalandığı haberini alırlar.
Gibt es ein Grab mit zehn Leichen.
Köyümün dışında on ceset bulunan bir mezar var.
Darauf reagierte Escobar mit der Aussage''Lieber ein Grab in Kolumbien als eine Zelle in den USA''.
Pablo Escobar:“ Kolombiyada Bir Mezarı Amerikada Bir Hücreye Yeğlerim”.
Sie kann jetzt nicht noch ein Grab gebrauchen.
Şimdi ihtiyacı olan son şey yas tutacağı bir mezarın daha olması.
Sieh mich an. Mein Körper ist ein Grab.
Bana bak. Bedenim bir mezar.
Zitat Pablo Escobars:„Lieber ein Grab in Kolumbien als eine Zelle in den USA“.
Pablo Escobar:“ Kolombiyada Bir Mezarı Amerikada Bir Hücreye Yeğlerim”.
Was ist es? Ein Grab.
Nedir bu? Bir mezar.
Lieber ein Grab in Kolumbien….
Kolombiyada bir mezarı tercih ederim.
Oder zwei. Du kannst ein Grab schaufeln.
Ya da iki. Bir mezar kazarsın.
Escobar:"Lieber ein Grab in Kolumbien als eine Zelle in den USA".
Pablo Escobar:“ Kolombiyada Bir Mezarı Amerikada Bir Hücreye Yeğlerim”.
Und jetzt finde ich ein Grab.
Ve şimdi de bir mezar buluyorum.
Jetzt gibt es ein Grab.
Artık bir mezarı var.
Weil das hier ein Grab ist.
Çünkü burası bir mezar.
Wer ist der Mann, der so ein Grab bekam?
O kim ki böyle bir mezarı olmuş?
Wozu das? Das ist ein Grab.
Ne için? Burası bir mezar.
Jeder andere kleine Junge hatte entweder einen Körper oder ein Grab.
Diğer tüm bebeklerin ya bir vücudu ya da bir mezarı vardı.
Diese graue Stadt ist wie ein Grab.
Bu gri şehir bir mezar.
Lieber ein Grab in Kolumbien als eine Gefängniszelle in den Vereinigten Staaten.
Amerikada bir hücre yerine, kolombiyada bir mezarı tercih ederim.
Wir fanden ein Grab im Keller von Fidler's.
Fidlerin bodrumunda boş bir mezar bulduk.
Es gibt ein Grab, das ich besuchen kann.
En azından ziyaret edebileceğimiz bir mezarı var”.
Sonuçlar: 332, Zaman: 0.0284

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce