FLOH - Turkce'ya çeviri

• kaçtı
• pire
• pireyi
• flea
• kaçıp gitti
• kaçmış
• kaçtım
• kaçmıştı
• pirem

Floh Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Der Typ erschoss ihn und floh.
Diğer adam onu vurup kaçmış.

Floh beißt auf eine Person: Foto.
Pire bir insanda ısırır: fotoğraf.

Ich verdiene Besseres, Floh!
Bundan daha iyisini hak ettim Flea.

Vor vier Jahren floh Keen mit Reddington.
Dört yıl önce Reddington ile Keen birlikte kaçtı.

Ich floh vor ihnen, wie ich von Epifanio weglief, als Guero starb.
Onlardan kaçtım, tıpkı Guero ölünce Epifaniodan kaçtığım gibi.

Die unentschlossene Cinderella floh vor dem Prinzen. Wieder einmal.
Sindirella ise prensten yine kaçmıştı.

Jimmys Partner floh, als der Alarm begann.
Alarm çalmaya başladığında Jimmynin ortağı kaçmış.

Der Floh kann, genau
Pire de cambaz gibi öne

Ich will dich hier nicht zurücklassen, Floh.
Seni burada bırakmak istemiyorum Flea.

Mein Floh- Ma puce(Französisch).
Pirem- Ma puce( Fransızca).

Do Hyeon-su, der Hauptverdächtige, floh in der Nacht des Mordes.
Baş şüpheli Do Hyun Su cinayet gecesi kaçtı.

Ich gehörte nirgends hin, also floh ich in die Mauern von Baby Corp.
Gidecek yerim yoktu, ben de Bebek Şirketinin duvarlarına kaçtım.

Dann floh William wohl mit Mary.
William, Mary ile o zaman kaçmış olmalı.

Erinnere daran, als er zum voll beladenen Schiff floh.
Hani o, dolu bir gemiye kaçmıştı.

Der Floh kann sich auch so bewegen, entlang des Seils.
Pire şurada, ipin yanında da gidebilir.

Mein kleiner Floh.
Minik pirem.

Billy Russo floh aus dem Krankenhaus.
Billy Russo hastaneden kaçtı.

Ich floh mit dem Auto.
Ben de anahtarı alıp kaçtım.

Vander, der Feigling, floh mit seinen Kindern.
Korkak Vander çocuklarını alıp şehirden kaçmış.

Vor vier Jahren floh Keen mit Reddington.
Sene önce, Reddington ve Keen birlikte kaçmıştı.