GEKRÖNT - Turkce'ya çeviri

taçlanan
ilan
verkündet
erklärt
verkündige
angekündigt
taç
krone
diadem
crown
tiara
gekrönt
kranz
krönung
das taj
tac

Gekrönt Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Station des Kreuzes: Jesus ausgepeitscht und mit Dornen gekrönt(Lukas 23,63-65).
Çarmıhın 6. Durağı: İsa, kırbaçlanıyor ve başına dikenlerden bir taç konuyor( Luka 23:63 -65).
Eurostat-Daten zeigen, Eurozone Arbeitslosenquote bei den unter 25 Jahren gekrönt 24,4% im April.
Eurostat verileri 25 yaşın altındaki kişiler arasında Euro işsizlik Nisan ayında% 24,4 tepesinde göstermektedir.
Michael IX. Palaiologos wurde 1281 zum Mitkaiser ernannt und 1294/95 gekrönt.
IX. Mihail Paleologos 1281de ortak imparator olarak ilan edilmiş ve 1294te veya 1295te taç giydirilmiştir.
Könige Frankreichs in Notre Dame gekrönt.
Pek çok Fransız kralı da Notre Dameda taç giydi.
eigens hierfür entworfen und mit hochwertigem Marmor aus Denizli gekrönt.
Denizliden gelen yüksek kalitedeki mermer ile çevrelenmiştir.
Bona Sforza als Königin von Polen gekrönt.
Bona Sforza Polonya kraliçesi eşi olarak taç giydi.
Charles II gekrönt König von Schottland.
Charles II İskoçya Kralı olarak taç giydi.
Seiner Mutter 24. Juli 1567 zum König von Schottland gekrönt.
Temmuz 1567den beri İskoçya Krallığı Kralı olan .
Vermittelte diese einzigartige Künstlerin das Gefühl, einen inneren Dämon austreiben zu wollen. Gekrönt von einer majestätischen Pfauenfeder.
Güzelliği görkemli bir tavuskuşu tüyüyle taçlanan bu eşsiz sanatçı… adeta içindeki şeytanı dışarı çıkarmaya çalışıyor.
Der Bischof von London, Henry Compton, gekrönt William and Mary zusammen in der Westminster Abbey am 11. April 1689.
William ve Mary birlikte taç giymiştir Westminster Abbey tarafından 11 Nisan 1689 tarihinde Londra Bishop, Henry Compton.
Freitag Abend, an unserem alljährlichen Abschlussball, zur Abschlussball-Königin der Lake Monroe Highschool gekrönt. wird eins der glücklichen Mädchen.
Bu şanslı kızlardan biri Lake Monroe Lisesi balo kraliçesi olarak taç giyecek. Cuma gecesi, yıllık dansımızda.
niedriger gewesen ist als die Engel, Jesum, sehen wir durchs Leiden des Todes gekrönt mit Preis und Ehre, auf daß er von Gottes Gnaden für alle den Tod schmeckte.
Tanrının lütfuyla herkes için ölümü tatsın diye çektiği ölüm acısı sonucunda yücelik ve onur tacı giydirilmiş olarak görüyoruz.
Okzipital und gekrönt) und teilen Sie die Strähnen.
oksipital ve taç giymiş) ve bölmek daha kolaydır.
im Takt mit Blitzen, gekrönt vom nördlichen Polarlicht.
şimşeklerle titreyen ve kuzey ışıklarıyla taçlanan.
Ihr könnt euch jederzeit selbst zum König krönen oder als Statthalter einem Königreich beitreten.
Kendinizi kral ilan edebilir yada etrafınızdaki bir krallığa vali olarak katılabilirsiniz.
Du kannst dich jederzeit zum König krönen oder als Statthalter Teil eines der umliegenden Königreiche werden.
Kendinizi kral ilan edebilir yada etrafınızdaki bir krallığa vali olarak katılabilirsiniz.
Wer konnte im Mittelalter einem europäischen König krönen?
Orta Çağ Avrupasında krallara taç kimler tarafından verilirdi?
Zahlreiche Auszeichnungen krönen unseren Erfolg- German Engineering at its best!
Bu başarıyı pek çok ödül taçlandırdı- En iyi Alman mühendisliği!
Aldi's 35 Dollar Flasche krönte den besten Whisky der Welt.
Aldinin 35 dolarlık şişesi dünyanın en iyi viskisini taçlandırdı.
Die Eröffnung der Universität krönte eine Reihe von Bildungsinitiativen durch die Figur des Preises winne Nobelpreis inspiriert.
Üniversitenin açılışı Nobel ödülü winne figürü esinlenerek eğitim girişimleri bir dizi taçlandırdı.
Sonuçlar: 44, Zaman: 0.0422

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce