GUT ENGLISCH - Turkce'ya çeviri

• iyi i̇ngilizce
• i̇ngilizceyi iyi
• güzel i̇ngilizce

Gut englisch Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Sie sprach sehr gut Englisch und nicht mehr für uns getan haben könnte.
İyi İngilizce konuşuyorlar ve daha fazla yardımcı olamazlardı.

Er spricht gut Englisch, finden Sie nicht?
İyi İngilizce konuşuyor, öyle değil mi?

Das meiste Personal konnte nicht gut Englisch sprechen.
Personelin çoğu İngilizce iyi konuşamıyordu.

Man muss alle notwendigen Fähigkeiten haben, um den Job zu machen, er muss gut Englisch haben.
Biri işi yapmak için gereken tüm becerilere sahip olmalı, iyi İngilizceye sahip olması gerekir.

Junge, du sprichst gut Englisch.
Vay, İngilizceyi çok iyi konuşuyorsun.

Sprechen Sie gut Englisch?
İngilizceniz iyi mi?

Warum sprichst du denn so gut Englisch?
Ingilizceyi nasil bu kadar iyi konusuyorsunuz?

Bor'ka, dass man gut Englisch kann, macht einen nicht unschuldig.
Borka, sırf İngilizcesi iyi diye masum olduğu anlamına gelmez.

Sehen Sie, ich spreche gut Englisch.
Görüyorsunuz, çok iyi İngilizce konuşuyorum.

Sie sprechen gut Englisch.
İngilizceyi çok iyi konuşuyorsun.

Siehst du, ich habe inzwischen gut Englisch gelernt.
Bak Yüce McLintock, artık daha iyi İngilizce konuşuyorum.

Comanchen und spricht gut Englisch.
Puma Komançilerin şefidir ve çok iyi İngilizce konuşabiliyor.

Aber sie wissen, es gibt diesen Mythos, dass Kinder aus den Slums nicht gut Englisch sprechen können.
Fakat burada halk arasında gecekondudan olan çocukların İngilizceyi iyi konuşamayacakları hakkında bir inanış var.

Jedoch sprechen die Taxifahrer oftmals nicht sehr gutes Englisch, also kann es zu Kommunikationsproblemen kommen.
Ancak, taksi sürücüleri genellikle çok iyi İngilizce konuşamaz, bu yüzden bazı iletişim sorunlarıyla karşılaşabilirsiniz.

Gutes Englisch wird erwartet.
İyi İngilizce beklenmektedir.

Gute Englisch Kenntnisse sind aufgrund der Internationalität notwendig.
Uluslararası Stajyerlik için iyi İngilizce bilgisi gereklidir.

Du sprichst gutes Englisch.
Güzel İngilizce konuşuyorsun.

Ich spreche ihn an, er spricht gutes Englisch und ich erkläre ihm meine Situation.
Kendisi iyi İngilizce konuşuyordu ve ona durumumu anlattım.

Gutes Englisch lässt sich jedoch auch zu Hause lernen.
İyi İngilizce de anavatanında öğrenilir.

Sehr süße Familie… gute Englisch und Tonnen von Lachen mit den Familien.
Çok tatlı aile… iyi İngilizce ve tonlarca ailesi ile gülüyor… tekrar kalacağız.