KOHLE - Turkce'ya çeviri

kömür
kohle
holzkohle
coal
kohlenstoff
verkohlten
verkohlt
kohlensäure
aktivkohle
steinkohle
parayı
geld
kohle
münzen
bargeld
währung
bezahlt
money
para
geld
pamuk
baumwolle
snow
kohle
cotton
watte
baumwollstoff
schneewittchen
baumwollgarn
fussel
mangır
kohle
geld
karakalem
kömürü
kohle
holzkohle
coal
kohlenstoff
verkohlten
verkohlt
kohlensäure
aktivkohle
steinkohle
parası
geld
kohle
münzen
bargeld
währung
bezahlt
money
paraya
geld
kohle
münzen
bargeld
währung
bezahlt
money
kömürün
kohle
holzkohle
coal
kohlenstoff
verkohlten
verkohlt
kohlensäure
aktivkohle
steinkohle
paran
geld
kohle
münzen
bargeld
währung
bezahlt
money
kömürden
kohle
holzkohle
coal
kohlenstoff
verkohlten
verkohlt
kohlensäure
aktivkohle
steinkohle

Kohle Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Sie geben mir die Kohle, ich Ihnen die Formel?
Sen parayı verirsin, ben de formülü. Açık konuştum mu?
Seine Augen glühten wie scharlachrote Kohle.
Gözleri kırmızı kömür gibi parlıyordu.
Wir brauchten Kohle.
Çünkü bizim pamuk ihtiyacımız vardı.
Saß im Laden, mit Kreide und Kohle.
Dükkanın köşesine oturup tebeşir ve karakalem… ile karalama yapardı.
Keine Kohle.
Parası yokmuş.
Er verdient ein Stück Kohle.
Bir parça kömürü hak ediyor.
Wie viel Kohle verlange ich so für was genau, Evil?
Ne için kaç mangır istiyorum Evil?
Kranke Kohle, schmutziges Geld.
Hastalıklı para, kirli para….
Sie geben mir die Kohle, ich Ihnen die Formel.
Sen parayı verirsin, ben de formülü.
Auch wenn dein Herz so schwarz wie Kohle ist.
Kalbin kömür gibi kapkara olsa bile.
Wir brauchten die Kohle.
Çünkü bizim pamuk ihtiyacımız vardı.
Der hat Kohle.
Çok parası var.
Ich brauch die Kohle.
Paraya ihtiyacım var.
Chicago hat alle Kohle der Welt!
Dünyanın tüm kömürü Chicagoda!
Ich habe die Kohle nicht und wollte fragen….
Elimde mangır yok, bilmek istedim de….
Morgen kriegen wir unsere Kohle.
Yarın parayı alırız.
Die Kohle ist noch warm.
Kömür de hâlâ sıcak.
Ich hol Kohle und ein paar Klamotten.
Para ve kıyafet alacağım.
Die Kohle scheinst du auch zu haben.
Pamuk da nasibini almış gibi görünüyor.
Die halbe Ladung ist Kohle… reine Opium-Kristalle. und unter der Kohle.
Kargonun yarısı kömür ve kömürün altında da saf afyon kristalleri.
Sonuçlar: 1294, Zaman: 0.0693

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce